Gözlerinden
kahrı aldır, yanmasın mâtemlerin;
Mevsiminden derdi
çözdür, çağlasın meltemlerin.
Aşka gelsin
günlerin, söyletme zor hicranları;
Çâreler yığ
gönle, süzdür sen bugün dermanları.
Serme firkat
bağra, vuslat toy kurup karsın teni;
Arşa çıksın
sözlerin, sevdayla yaksın vurgun beni.
Zergerin tezgâhta
örsün nur yakutlar durmadan;
Vakte korlar
yığma, hikmetlerle bayram karmadan.
Düşlerin
kasvet yığıp bozdurmasın mehtâbını;
Zikri ör sen,
durma aşksız, gönle ser mihrâbını.
Koymasın deryâların
hiç kalbe hasret şarkısı;
Lebde
bülbüller dolaşsın, serme gurbet yankısı.
Kapkara günler
dönüşsün şevkle nurdan mâviye;
Meylerin
bozsun zehir, dert yığma kordan sâkiye.
Şehre
vurgunlar serip, hoyratça katran bağlama;
Köşke nurlar
ver hemen, gafletle fettan bağlama.
Câna canlar
dizdirip dur, dizme yangınsız hüzün;
Âvizen yansın
hemen, sönsün karanlıklar bugün.
Titresin mâhirlerin,
neylerle süzdür maksadı;
Gün bugündür
durma, kalbe zerk et fırsatı.
Mesnevin vuslat
karıp dursun, boyatsın şehrini;
Aşkı bülbül
söylesin, güller getirsin mihrini.
Yakmasın hülyâların
kâbusla nur mevsimleri;
Bozmasın deryâların
kaygıyla kor taksimleri.
Cânı kardırsın
segâhlar, zikre dursun dillerin;
Sevk edip dur
nurlu sözler, zehri bozsun güllerin.
Bayramından
neşveler çıksın, değiştir tâlihi;
Örme sessizlik
bugün sen, köşkte çağlat sâlihi.
Ey yanan Pervâne,
mihnet yığma kor bülbüllere;
Yaktığın mehtâbı,
bir bir sevk edip dur güllere.
( Fâ i lâ tün
/ Fâ i lâ tün / Fâ i lâ tün / Fâ i lün / )