**********Mersiye rüzgarları
bekliyordu eşikte
**********Uğurlamak lâzım cânı sırmalı
beşikte
Cânâna kavuşmak isteğiyle aldı ilk
soluğu
Ve…
Sıcacık merhabâyla başladı
yolculuğu
Dedesi ezân okuyuverdi kulağına
Aşkın zülâl
sesi yayıldı kâinata
Nevrâ bir bebeklik geçirdi
nilüferler arasında
Müzeyyen oyuncaklarla beslendi
Poyrazlara
yer yoktu mücevher sandığında
Mihrinâz edâyla yüreklere
seslendi
Gülçin bahçıvanlar gibiydi çocukken
Biriktirdi
kesesinde güzîde nimetleri
Yıldızlara uçmak kolay
geliyordu
Yıkıveriyordu imgelerle tüm setleri
Gün geldi
sorumluluk alması gerektiğini anladı
Berk bir muhâsebe
verilmişti bergüzâr
Gündüzlerin farkı kalmamıştı
geceden
Eridiğini hissetti azar azar
Artık ne üstünü
örtecek annesi ne de harçlık verecek babası vardı
yanında
Çocukların biri evlenmişti biri de eğitimini
sürdürüyordu yurt dışında
Pınarlar kurumuştu ses
kalmamıştı kocaman evde
Behlül ziyâlar yansımıyordu
yüze
Rezzân duruşuyla tanınır oldu mahallede
Hüzün kokan öğle vakti…
Neyzen, neyrân makamında
üflüyordu neye
Gözyaşıyla kurulmuştu lâmîa mâide
Biraz
önce toprağa vermişti maralını
Bir kendine bakıyordu bir de
nâdide nergise
Soğuk pelinler sarmıştı etrâfı
Karakış
buz kesilmişti kaskatı
Şimdi mâsivâdan geçme/vazgeçme
zamanı
Islak bir kaldırımda duruverdi nabzı
Ezânla
başlamıştı serüven
Ve ...
Okundu salâ
Haydi
namaza…
(Atakum-Ekim/2010)
Dursun
Tiftik