Uçurumun gözbebeğiyim
Kirpiğime dokunma!
Rüzgar eğiriyor kirmanlar
Dedemin elinde dört mevsim eskitilmiş bir aşk
Dert ile yontulmuş sandukalardan doğrulsun cesedim
Kefenimin gül işçiliği kaçmasın gözden
Sevdası gül bahçelerinden derilenim
Dikenime de dokunma!
Perçeminden tutunduğum hüzünler boyu sarhoşum
Ayyaşlığıma da dokunma
Bir cehennem tutuştur avuçlarıma
Yüreğim tandırını gül eylemeden git
Şerbet sunma, zehrime de dokunma!
Zehri zembereği bin olan ayrılığın
Sürmesi harelensin gözbebeklerimizde
Kirpiğimizde oynaşan hüzün mubah değildir artık
Sevabıma aldırma
Günahıma gülümse!
Aynı karantinaya düşmek için talip olduğumuz kapılar içre
Tokmaklarda muhabbet vurur
El sürme
Eşiğimde tozu namertlerin
Tozuma külüme de dokunma!
Hayat beşiği dört yöne pervane
Dokuz hisle savrulduğum şafaklardan özge yar mı gelir
Bu sessizlik hiçliğin habercisi değil midir
Sükut ile bileylenmmiş rüzgarıma da dokunma
Ben susarım aşıklar hali
Sükutumda yarin ela gözleri
Her bakıştan alınmış petek petek balı
Yüreğime sürüşüme aldırma
Bu kovan bizim
Oğul vermeyen sevinçler bizim
Bu yaylalar gurbet ile açar güne yüzünü
Hasretler doğurur
Ülkeler boyu büyürken yarin ela gözleri
Gözümüze çekilsin gurbetin mili
Her ayrılıkta vuslatı bulan sadakat bizim…