Atadan emanet, namın yürekte

Pazarcık yolları, yaşar dilekte

Zulmün her çeşidi, kalır elekte

Direniş azmimiz, destan Karayılan

 

Yaş otuz ikiydi, dünyalar dardı

Onun vatanıyla, nikâhı vardı

Karanlığa güneş, olur doğardı

Omzunda tüfeği, yaman Karayılan

 

Malını mülkünü, sattı da geldi

Günlerce aç susuz, yattı da geldi

Düşmanı önüne, kattı da geldi

Gelmezsen halimiz, talan Karayılan

 

Her cephe önüne, adını yazdı

Sarıkamış destan, Hakka niyazdı

Şahadet diledi, yarası azdı

Boynunu bükerek, kalan Karayılan

 

Seksen iki yiğit, yollara düştü

Anayı babayı, en son görüştü

Antep’in ahvali, birden değişti

Hayır duaları, alan Karayılan

 

Önünde diz çöktü, hain Ermeni

Fransız çevirmiş, güzel Antep’i

Koştu yardımına, yardı çemberi

Halkına cesaret, veren Karayılan

 

Kamçıyı emanet, etti o sabah

Kefeni giyindi, duygular felah

Siperden yükseldi, derin bir eyvah

Devrildi aşk ile, yanan Karayılan

 

Sarımsak Tepe’de, ocaklar söndü

On dokuz yoldaşın, gittiği gündü

Nesiller gururla, adını andı

Şanınla inledi, zaman Karayılan

 

Teker teker şehit, oldu yiğitler

Analar ağlıyor, dinmez ağıtlar

Cennete koşuşur, delişmen atlar

İzinden gideriz, her an Karayılan

 

Antep dedikleri, şehitler yurdu

Şahin'in Kâmil'in, mezarı oldu

Giremez eyleşir, koca bir ordu

Önünde dağ gibi duran Karayılan

 

 

Seslendirme:Zekeriya EFİLOĞLU

Gaziantep

28 Ekim 2012


 

 

Molla Mehmet (Karayılan) Kimdir

 

Molla Mehmet KARAYILAN 1888 yılında Pazarcık a bağlı Höcüklü köyü Kürt Elif mezrasında kıl çadırda doğmuş olup, Besni nüfusuna kayıtlıdır.

 

Asıl adı Mehmet’tir. Malatya Akçadağ ilçesi Söğütlü köyü imamından Kur’an dersleri almıştır. Köyde ara sıra Namaz kıldırdığı için ona Molla denildi. Babası Memo bir köy kavgasında elindeki kılıçla köy halkının tamamını mağlup ettiğinden iyi dövüştüğü için ona Karayılan gibi kayıp gidiyor demişler. Bu nedenle Karayılan unvanı ona babasından kalmıştır.

 

Molla Karayılan Malatya, Pazarcık, İslahiye ye kadar uzanan bölgede yaşayan Atmalı boyunun Kabalar oymağındandır. Malatya Askerlik Şubesinden gönüllü olarak Seferberliğe ve Erzurum Doğu cephesinde Kazım Karabekir komutasında Kurtuluş Savaşı'na katılmıştır. Gösterdiği başarılardan dolayı madalya almıştır.

 

Cephede yaralanınca, Erzurum Hastanesi'ne kaldırılmış, daha sonra Malatya Hastanesi'ne gönderilerek orada tedavi gördükten sonra terhis edilmiştir.

 

Köyüne dönen Karayılan Kabalar oymağının beyi olarak seçilmiş, Malatya ve Pazacık civarlarında ortalığı kasıp kavuran eşkıya Bozo'yu yakalayıp ağaca asmış bu davranışından dolayı askeri komutandan mükafat almıştır. Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir den bir gün kendisine bir telgraf gelir, “Düşman Kilis'ten Antep’e girmek üzeredir, düşmanı Antep’e sokmayınız gözlerinden öperim. Komutanın Kazım Karabekir” Karayılan bunu bir emir kabul etti ve savaş hazırlıklarına başladı. Ancak Antep henüz Karayılanın adını duymamıştı. Atmalı aşiretinden 82 gönüllü akrabasını çete olarak topladı. 1600 baş hayvanını satarak hiç kimseden yardım ve destek almadan çetelerini donattı.

 

Annesi Ayşe, “Yavrum sen bu kadar malı mülkü satıp nereye gidiyorsun? Sen deli misin?” diyor. Karayılan, “Ana Ana sen doğuda Rusların- Ermenilerin yaptıklarını görseydin, şimdi sende durmaz giderdin.” dedi.

 

Kadeşi Süro Mamo’yu Maraş’a gönderdi, üç katır yükü silah satın aldı. Kimseye bilgi vermeden kendi köyünden çeteleriyle birlikte geceden Karabıyıklı köyünde pusu kurdu. Maraş'a giden Fransız kuvvetlerini perişan etti. 50 kadar Fransız askerini esir aldı, esirlerini kendi köyüne götürerek hergün onları koyun eti ile besliyordu. Karayılan Antep'e gidince esirleri Pazarcık Kaymakamına teslim etti. Adını Karabıyıklı cephesi ile Antep'e ve Türkiye ye duyuran Karayılana Heyet-i Merkeziye tarafından görev verilmek üzere davetiye çıkarıldı. Dülük köyüne gelen Karayılan eşkıya Samlı Kel Ahmet i bu köyde ağaca astı. Kılıç Ali ile bu köyde tanıştı.

 

Antep'e giren Karayılan 82 çetesi ile birlikte Karagöz Camii ne yerleşti. Daha sonra çetesi 150 yi buldu. Bu arada Karayılan Antep cezaevinin kapılarını aştırmış hükümlerin ellerine silah vermiş çetesine yeni gönüller katmıştır.

 

Elmalı cephesinde 1. ve 2. Ağcakoyunlu cepheleri, İkizkuyu cephesi, Nizip yolu savaşları, Mağarabaşı savaşları ve Kurbanbaba savaşına katılan Karayılan; İkiz kuyu cephesinde Fransız katar kolunu perişan etmiş, Fransız kumandan Norman kolundan yaralanarak Halep'e kaçmıştır. Norman’ın hanımı ise Karayılanın cephesine esir düşmüştür.

 

Hanım iki ay çetelerle birlikte kalmış mütarekeden sonra Başkarakol’un orda hanımı Norman’a teslim edilmiştir. Antep in teslim olmasından sonra, Fransızlar yardım dağıtırken çeteler yardım almaya gelmezler, Norman’ın hanımı bizzat ismen onları çağırtarak kocası Norman’a, “Ne istiyorlarsa onlara fazlasıyla ver. Onlar bana dokunmadılar, iki ay boyunca bana bir hanımefendi gibi baktılar.” deyince Norman çetelere ne istediklerini sorar.

 

Çetelerde silah ve mermi istiyoruz dediler. Bunun üzerine silah ve mermiyi ne yapacaksınız diye sorulunca size sıkacağız dediler.

 

Karayılan 24 Mayıs 1920 sabahı kalkar her zaman olduğu gibi beyaz kefenini giyer, sabah namazını kıldıktan sonra kamçı ve gümüş saplı kamasını Karagöz Camii Mehmet Ömer’e teslim eder, “Hocam ben cepheden dönersem emanetimi geri verirsin. Şehit olursam bunları köydeki kızım Selvi'ye verirsin.” der.

 

İşte o gün bu gündür 24 Mayıs 1920 Sarımsak Tepe'de zorlu bir savaştan sonra düşman kaçmaya başlayınca sevinerek mevzi değiştirmek ayağa kalkan Karayılan, Hayri Efendi'nin bağının çitinin üzerinden geçerken talihsiz bir kurşun göğsünü parçalamıştır. O gün kendisi ile birlikte 19 arkadaşı daha şehit olmuştur. Sarımsak Tepe Karayılan'ın son cephesi olmuştur. Antep iki ay içerisinde kader arkadaşı olan iki kahramanı kaybetmiş olup Şahin Bey ve Karayılan’ın şehadetinden sonra Antep pek fazla açlığa dayanamadan teslim olmuştur. Antepli bu savaşta 6.347 şehit vermiştir.

/?autoplay=1&mute=0" allow="autoplay" frameborder="0" allowfullscreen>
( Karayılan başlıklı yazı Z.EFİLOĞLU tarafından 28.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu