Geceye kalmışım, geceye uyanmışım, geceden zaman çalmışım. Bir tebessüm bir tebessüm daha iki eder. Ben üç yüz otuz üçle çarpıp, bir de iki katını bulmuşum.

 Yalan . Hem de çifte  kuyruklusundan.

Tekli koltuklar varmış  otobüslerde. Tamamen size özel. Dayıyorsunuz başınızı cama, kimselere kısa öz geçmiş anlatmak zorunda kalmıyorsunuz. Yalnızlığınız ve siz baş başa, keyifle hüznü  kavgaya tutuşturuyorsunuz. Gel keyfim gel diye çağırıyorsunuz ama, gele gele vudu bebeğinin iğneleri geliyor dimağınıza.

Bir serzeniş   duyuldu  uzaklardan.

"Özlemek  dedin durdun, peki şimdi neredesin?"

Bana mıydı bu soru, yoksa ortaya mı? Üzerime alınmalı mıyım, yoksa uyuyor numarası mı yapmalıyım?

 

 Özledim mi?Evet... En zoru iki ayrı caddeyi tarif etmek şimdi. Yön kavramı olmayan benim için nasıl da zor bu. Ama bu gece, not defterinin arasına saklanmışız birlikte.

Sen ve ben aynı cümleye mıhlanmışız; birbirimizden habersiz... Eylem kendine münhasır, kimseye hesap vermez halde. Özne gizlensin ya da açık etsin kendini,umuruna almış mı sanki yüklem; kendi derdinde.

 

Ekli köklü Türkçe'min, her yerden beslenesi varmış, ben afiyetle yutmuşum  emilen her kelimeyi, bundan da keyif almak kâhyama düşmüş.

Anlatacaklarıma yetmeyince çoğul ekleri, hepsini kaldırıp atmışım.

 

 Yine, karışık aklımın söyleyesi varmış; içimden içime, dökülüvermişim.

 

Yol uzun. Gece yalanı sevmiyor. Siz kendinizi kandırmaya kalkın hele, yıldızlar başınıza düşüyor, ay kızgın edasını takınıyor ,peşinizde her daim  şehir  ışıkları ‘hadi kendin ol’diye  yanıp  sönüyor.  O an hepsi sizin için  seferber olmuş. Tamam tamam diyorsunuz. Teslim oldum. Teslim olmak en çok yalnızken kolaylaşıyor.

 

Geçtiğimiz köyler, kasabalar ,hep bir ağızdan senin şarkını söylüyor. Sıkıysa dinleme.  Gece müziğini istesen de duyuruyor, istemesen de. Özlemek, bir radyo kanalından durmadan yayın yapıyor. Frekanslar sen de sabitleniyor.

 

Bu can enkazdan çıktıysa, artçıda yıkılmaz, korkma. Sen gerçeğin kendisi olmaya kalktın ya, artık ölmek yok bu alemde.

 

 Varlık ve yokluk bir oldu yaradan yolunda; sen eli tutulası oldun  hayat denen bu  oyunda. Elini bırakmak, yoksunlaştırır sahneyi, kuru ve yavan bir tat  kalır akıllarda.

 

Şimdi yol nereye giderse gitsin, aklım sana yolculukta. Ters istikamet gibi görünen her yol, sana çıkıyor sonunda. Zamana yolculuk ediyorduk az önce, şimdi rotamızı zamanda yolculuğa çevirdik .En koyusu dedikleri ne renkmiş? Özlemek  her renkten gece olup, sağanak sağanak  üzerime dökülüvermiş…

 

 

( Üzerime Özlemek Dökülmüş başlıklı yazı GülşenKAZGIN tarafından 8.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.