Hazan vurdu gönlümdeki gülleri,
Kurudular  deremedim nazlı yar.
Nice yollar bıraktım da ardımda,
Vuslatına  eremedim nazlı yar.


Hüzün kattım ekmeğime, aşıma,
Karlar yağdı şu çileli başıma, 
Gayri girdim pirifani yaşıma,
Bir yorganım düremedim nazlı yar.

 

Ben kendimi  bilmem nasıl güderim?
Göz yaşıma kapılırım, giderim,
Can borcumu dedim yare öderim,
Azrail’e veremedim nazlı yar.

 

Otuz yıldır bu kapıyı gözledim,
Ölümüne mah yüzünü özledim,
Hayalimi, hayalinle sözledim,
Sensiz bir dem süremedim nazlı yar.


Yıllar yılı sensizliğe belendim,
Sebep diye ilenerek , bilendim,
Elim açıp hak Mevla’ya dilendim,
Yıkık bendim öremedim nazlı yar.


Örselendim bir umut ver  yarına, 
Ölürüm de toz kondurmam arına, 
Lanet olsun bu dünyanın varına,
Sensiz bir dem süremedim nazlı yar.

 

Der İlhami mil çekilir derime,
Ayan olsun bir bak ecel terime
Kendini koy biran benim yerime 
Bir gününü göremedim nazlı yar.

( Nazlı Yar başlıklı yazı i.arslantaş tarafından 19.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu