dokunmak istedikçe ellerine
bir uçurum yankısı duyar kulaklarım
intihara meyilli yalnızlığımın fısıltıları içinde
hep ben gitmeliydim senden
ulaşamayacağım bir hayalin son perdesinde
benzi soluk umutlarım ve ben
ben gitmeliydim önce...
fütursuzca yaşanmış bir ömrün karanlık caddelerinde
sessizliği giyinmiş sevdanın üryan kalmış gerçeklerinde
aşk denilen isyan nöbetlerinde buluyorum adını
karalama defterimde üstü çizilmiş gözlerinden kalma
belki de söylenmemişliklerin arasında kalan visallerin
düşünü bile kuramıyorum işte
aslında
ben gitmeliydim önce...
aynalarda görünmeyen ruhumun kırışıklıklarında
makyajını temizliyorum senden kalma anıların
sessizliğe daldırıyorum bakışlarını gecenin
her defasında bir başka beyazın üzerine
yeni baştan seni yazıyorum
idama mahkum edilmiş şiirlerimin her hecesinde...
hep aynı pişmanlık dilimde
ben gitmeliydim önce...
yüreğime ektiğin çınarın kökleri zehirler oldu artık kelimelerimi
mağlup ettiğim ihtiraslarımın ayağı kırık hayallerinde
rahmet yağmurlarına muhtaç
seması kararmış ümitlerimin ininde...
sebepsiz bir ölümün yıkanmaya hazır teninde
kefenini biçmek için dokunduğum sözlerinde
korkutan bir yalnızlıktan gülerek kaçarken
avaz avaz sitem doğuruyorum insan denilen neslin kara yüzünde...
gitmek neye yarayacaktı ki artık
ama
ben gitmeliydim önce...
yönü belli olmayan bir yolculuğun sonunda
teskin edilmiş harabe bir evin mutluluk adına ektiği dikenlerin içinde
gezinirken her yanımı parçalayan çentikler bile
silemedi buseni tenimin ruhumla birleştiği yerlerinden
silemedi
silemedi işte...
ürkek bir güvercin oluyorum gün geçtikçe
kabir taşına sarılmak neye yaradı ki ömrün
inançsız bir kalbin son demlerinde...
cesaret isterdi belki yıkmak tabularını sevdanın
gözlerini geride bırakıp gitmek kolay gelirdi
ellerindeki aşka ulaşamayan yüreklere...
sen adımını atmadan önüne geçmeliydim ecelin
ben
seni durdurup ben
ben gitmeliydim
dudaklarında kalan tebessümün içindeki ıstıraplı gerçeğine
karşı çıkmalıydım yolları ayrılığa çıkan yazgıların işlenişine
sen değil ben kapamalıydım gözlerimi sensizliğe
ey yar
ben
ben gitmeliydim önce...