ara sıra unuturum aynaları
suya düşürüp gözlerimi böyle zamanlarda
kavuşurum kendime
bir çocuğu görmüş gibi olurum uzayan
uzadıkça kararan saçları
öper içli içli savrulan yeni bahara ağaçları
dingin zamanları sığdırıp kendi kendine
bugün yine çay içmeliyim mesela
hüzün molasında biraz ağlamaklı
telefon çalmalı
ve insanların bitip tükenmeyen telaşı
saçlarıma sinmeli
günün köhne bakışı
bir yenilmişlik hissi boğazımda
kısa yolculukların uzun ayrılıkları
yaşamın içinden herkese
şarkılar tutmalar falan
söz vereceğim her zamanki gibi
gül sereceğim güneşe gidenlerin ardından
sonra gece gelince uğrak yerine
kavgacı ruhumu boydan boya soyup yıkamalı
bacası tütmeyen evleri
istediğim kadar dinlerim o vakitte
ne toprağın gerginliği sarar beni
ne alnıma konan yazgılar
anne sözlerini toplamış
kocaman yelpazedir bulutlar
serinledikçe anlarım inan
kilit kilit üstüme isyancı duvarların
baştan sona hükümsüz kaldığını
16Nisan2012