Gökyüzünde dönüp duran ateş böcekleri gibi dönüp duruyorum etrafında.
Sen gökyüzündeki ışığım, yıldızım, gecemi aydınlatan umudum.
Sensiz her şey yok, her şey kayıp, tek gerçek gecenin karanlığında gülümseyen yüzün, tek ışığımsın gözlerimi kapattığımda.
Anılar boğuyor her yokluğunda, gecenin karanlığında seni anıyorum aklıma düşen her anımızda.
Kelimelerim kayıp, cümlelerim öksüz, yetim kaldım gecelerin alaca karanlığında.
Boynu bükük bir aşk acısı anımsatır sesin, aklıma düşersin akşamın kızıllığı yüreğime vurduğunda.. Hala alnımda son busen, yüreğimde sensizliğin kanayan sancısı her gece oluşunda.
Sen yoksun artık, ne başındasın yolların ne de sonunda, sana koşuyorum bir adım daha yakınlaşmak uğruna, nefesim kesilene kadar, sesim kesilene kadar koşuyorum sana.
Aradaki mesafe yaklaştıkça, uzuyor yollar, ulaşamıyorum sana.
Bak yine akşam olmakta, yüreğimin kızıllığı yollara vurmakta, etrafında dönen ateş böceği misali alnımda son busen yanıp durmakta.
Sanki sen hiç gitmemiş gibi, sanki sen her zaman yanımdaymışsın gibi, sanki senden hiç kopmamış gibi, canımdasın, kanımda.
Ne doğan günün aydınlığında, ne baharın yedi renkli tomurcuğunda, ne sabahın meltem kokusunda, hiç bir şeyin tadı yok sen yanımda olmayınca.
Gün ışıdı sevdiğim, bir ayrılık vakti daha yaklaşmakta, hiçbir şey söylemeden sessizce git sevdiceğim, susma vakti kapımızda.
Biliyorum, gitmen gerek.
Sen hiç gitmemiş gibi yeni güne gülümsemem gerek. Gözlerimdeki kanlı yaşları kimseler görmesin diye silmem gerek, canımın son nefesini yollarına dökmem gerek.
Yeni bir gecede sana koşmam gerek.
Ruhumdaki ay çoktan karardı.
Gönlüme güneş niyetine sen gerek.
Ayşe MANAV