Ne bahtsızdı kimbilir, sen doğmadan KÂiNAT
Sapıtmıştı insanlar, peygamberlere inat
Putlar yapıp tapmaktı; buydu en gözde sanat!
Bilmek hayli zor işti; doğru yanlış hangisi
Sendin her an beklenen, GÜLLERiN EFENDiSi...
Sensiz gönüller çöldü; sen geldin oldu vaha
Güneş bile bir başka gülümsedi sabaha
Seni inkâr edenler kavuşmaz hiç felâha
Ruhunu incitenler gâfilin ta kendisi
Gönlümüzde gülsün sen, GÜLLERiN EFENDiSi...
Vahşetin adı töre, kız doğurmak ayıptı
Cahillik hâd safhada, akıl ise kayıptı
Mazlum kan ağlıyordu, zaman bir acaipti
Kurtarıcı belliydi; Âmine´nin incisi
Ne mutlu ümmetine GÜLLERiN EFENDiSi...
Puta tapanı irşâd kolay bir iş değildi
Lâkin fazla geçmeden tüm bulutlar dağıldı
Eğilmez denen başlar, saygı ile eğildi
Senin ile kazındı kalplerin kiri, isi
Nâr üstüne nûrdun sen; GÜLLERiN EFENDiSi...
En mümtaz sembolüydün, ahlâkın, asâletin
Mirâc ile taçlandı, kulluğun, risâletin
Arzumuz şefaatin, dilimizde SALÂT´in
Salât selâm sanadır Ey gönüller BANi´si
Muhammed-ül Emîn´sin, GÜLLERiN EFENDiSi...
Ondört asır geçse de seni arar ümmetin
Yediden yetmişine sarsa bizi himmetin
Bir gönül hoşluğuyla, teslim etsek zimmetin
Özlemimiz çok büyük, nebîlerin nebîsi
Ey ALLAH´ın HABîBi, GÜLLERiN EFENDiSi...
Mecit Aktürk