Bazen iki nehir, bazen en öldürücü zehir kıvamında,
ara sıra birer asit damlaları değdiği yeri yakan adeta
akıttığın her damla yaş için yemin olsun,
Toprak ana gibi içime çekerek boy verdiklerime,
“Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm” deyip dilimden koyverdiklerime,
“Seviyorum” derken sevgiye gönül verenlere ihanetine yemin olsun,
Bir buğday tanesinden çıkan bin berekete, aşk için kalkışılan harekete,
ahire-ebede, sılaya, vatana – velhasıl-ı kelâm memlekete,
altında hesab-ı muhakemem görülecek olan, ayaklarımın bastığı toprağa yemin olsun.
“Bir çuval çürük ceviz içinde bulunan bir sağlam cevizi el yordamı ile bulma felsefesine,
Hacet giderilmesi için dileyişlerine, açılan ellerin içine yapışan ismin düzüne, tersine yemin olsun.
istikrarlı yeminlerime uykusu firar geceler şahit, ay şahit, yıldızlar şahit
göreceksin! Her yol bize çıkacak nereden gidersen git,
ikindi namazını müteakip alelacele kılınan cenaze namazlarına benzeyen yaşantınla
en beyazımda leken var, beyaz bir lekeye muhtaçlığıma yeminim olsun ki…
Ayser ÖZBAKIR