***********Gülistanın
bülbülü hicretin gülü âhım
***********Telmîh bulutlarıyla
rahmet yağdır Allah’ım…
Aşk yanmaya alışkın
bu coğrafyada
Âteş mısra mısra işlemiş balıklara
Ey
kimlikli kavgam
“Son
Kuşlar “ giyinmiş dramatik örgülü metinleri
Makyaj yapmaya
gerek yok rejisör ( ! )
Kahramanlar kuralsız davranıyor
Kim
hatırlar senin üç birlik kuralını ( ?! )
Olaylar kolye
niyetine takmış tüm çıplaklığını
Külâhların
ucundaki şeritlerin”pabucu dama atılmış”
Ebubekir gibi yol
arkadaşlarını yağmalamış hırsızlık
Dudaklar akîk
Yüreklere işlemiyor eğilmelerin
aksi
Hasırlarda izine rastlanmıyor sohbetlerin
Tenhâlarda
verilen sözler tutulmuyor
Laf kalabalığına karışıyor
dehlîzlerin
Gözler çiçek açmayınca eceler
gülemiyor
Neyzence münevverler(!) bülbülce sevemiyor
Sîmurg
kuşları bile Kaf dağını bilemiyor
Gece mâvisi
içimliğinde yudumlarken âb-ı hayâtı
Paramparça oluveriyor
göller
Şimdi önümüzde Bin-göl katarı
İskender yanlış
yerde arayıp duruyor Hızır ile İlyas’ı
Kibir
engel olurken secdeye
Ömrü boyunca uzak yaşadı cennete
Kocaman
bir özür borcu var ahsen-i takvîme
Yakup’ça
yağsa yağmur vesile olsa vefâ
Huzûrla şarkı söylese
ışıldayan deresi
Gonca gibi bir hamur yıldız yıldız
parlasa
Yudum yudum yordam olsa umûdun numûnesi
Dimdik ayakta durur fıtratın
âbidesi
Sekînet işler rûha, şâhit “Vedâ
Tepesi”…
Dursun Tiftik