...
Sayın Dinleyiciler:
güze batık bir tabloda uzun bir soluk alınacak alınmalı
henüz ayartılmamış bulutlar yeni hüzünlere ve saatin üçünde buluşmacı gelmedi
şimdilik bunu kimse bilmiyor
hem bu 'kılıç balığının öyküsü' de değil rakıyı zeki müren kederi yordamıyla bulamamışız daha..mümkünü yok yazacağız hikayeyi
ben ellerin diyorum bütün gece bir duvar saatinde yelkovandan önce koşarak
üstelik molada veremiyoruz cebimizde ne bir Bizans mendili kanlıçağda oturup terimizi silmeye
ve bu arada düşünüyor insan kim o her şeye bir rodin yontusu inceliğiyle banar kendini
böyle başladı söze gecenin yepyeni konuğu gecenin buluşmasız köşe başıcısı gecenin yok deyicisi
nasılım böyle?
kısa bir kanıksamadan sonra sigara yakılmalı taşranın dudağına varmalı taşralı
ve akıl edilmeli saatin üçünde
ardı var bir pencerenin incelmeye ve buğulara armağan engizisyon kaçkını bir çocuk
o öğrenecek eylül gecelerinden birinde kenti bir tiz flütle suya indirmenin bedelini
ama durup -bu gece en hüzünlü şiiri yazmalı- yazacak
al 'İç bu iksiri de unut, kurtul artık o anıdan' unutmak mı kim boynunun sorgucusunu terketmek isteyen
ben değilim elbet ne olur ellerin kalsın orada bir serçeyi çam dalına götürür gibi yoksa leylak çiçeğine mi
duralım bu çocuk hep ölü gövdelerden bahsetmiyor ara sıra saatin üçü var, yeşil var, ela göz var
kız köşe başına gelecek fakat aydınlık bir anı kolluyor beyazı beyaz görüyor hala ona aldandı o
saat üç filanda değil artık ve buluşmacı ellerini sokağa bir nokta olarak bıraktı
şimdilik bunu kimse bilmiyor..'14.09.2012'