Dur rüzgâr /esip geçme hemen,
Soracaklarım var sana.
Duydum ki, doğup büyüdüğüm topraklardan
geliyormuşsun.
Otur’ da şöyle yanıma soluklan biraz.
Ne de olsa, çok uzaklardan geliyorsun,
Yorgunsundur.
Dinlenirken,
Bizim oralardan anlat bana.
Yıllardır gittiğim gördüğüm yok, doğup
büyüdüğüm yerleri,
Anlat,
Geçip gitme hemen rüzgâr;
Anlat yavaş, yavaş dinlenirken bizim
oraları.
Kim hastalandı, kim öldü.
Dindir şu benim içimdeki hasretimi.
Öğrenmek istiyorum her şeyi ne var ne
yok oralarda.
Kanadı kırık yaralı bir kuş gibiyim
yıllardır
Ben buralarda.
Anlat bana rüzgâr, bildiğin duyduğun her
şeyi.
Dediler’ ki bana, senin akranların
kalmadı.
Sordum da, tanır’ mısınız diye, seni
tanıyan olmadı.
Doğru’ mu bunlar, bilmek istiyorum her
şeyi,
Anlat,
Kim sağ, kim öldü yaşıtlarımdan
Hiçbir şeyi saklamadan anlat rüzgâr;
Anlat bana, çocukluğumun geçtiği
yerleri.
Anlat,
Bir zamanlar bahar yaz gününde
göçtüğümüz bahçeleri.
Yine yeşil' mi yine eskisi gibi bizim
oralar
Kesilip yıkıldı mı yoksa ağaçlar,
binalar mı yapıldı yerlerine
Anlat bana her şeyi anlat.
Anlat rüzgâr.
Komşularımız yaz gelince eskisi gibi o
yerlere göçüyorlar mı?
Bilmek istiyorum her şeyi anlat her
şeyi.
Anlat rüzgâr.
Yine yollarımızdan eskisi gibi sabahın
seher vaktinde nal sesleri duyuluyor’ mu?
Onu anlat
Her şeyi anlat, bilmek istiyorum rüzgâr.
Anlat dağlarımızı, kırlarımızı anlat
İçinde gökyüzünü göremediğimiz
ormanlarımızı anlat
Anlat bizim oralara yağan karları,
Ve anlat, yağan yağmurları
Anlat çocukluğumdaki çamurlu ya da tozlu
sokakları
Anlat buz gibi sularını içtiğim
pınarları
Anlat rüzgâr.
Kırlarında yetişen kekikleri,
çalılıklarda öten keklikleri
Anlat.
Bağlarında bahçelerinde daldan dala
sıçrayan teyinleri
Kargaları anlat.
Bilmek istiyorum bir de senden duymak
istiyorum her şeyi
Haydi, geçip gitme anlat her şeyi
rüzgâr;
14 Şubat 2013
Ahmet Yüksel Şanlı er