Kalem sordu kadına söyle bana derdin ne? Giydirip ak kefeni ömrümü tüketirsin. Bulamadın mı yoksa uyduracak bahane? Şükret haline otur çileler üretirsin.
Kadın sessiz çaresiz yere eğdi başını Bir doğum sancısıyla kasılarak bedeni, Yıpranmış kirpiğinden damlatarak yaşını Bir yardan yuvarlandı düşünürken nedeni.
Şiirinin ruhunu doyururken o gece Mısralara saklanmış anılar düştü birden. Kâğıdını ıslattı dilinden düşen hece Bir ses geldi uzaktan, otuz yıllık kabirden.
****** Dokunmayın kızıma! Ondadır emanetim Yarım kalan hüznümü sizin için taşıyor. Belki onu çok sıktım korumaktı niyetim İçindeki kızgın lav bacasından taşıyor.
Yıllarca kâğıtlarda belki tükettim seni Kanadı kırık sözü onarmaktı amacım. Masumdur üzerinden çek zehirli buseni! İsyanımı saklayan evladım o baş tacım.
Boyasız simasıyla, başında yazmasıyla Dökerek dertlerini içine bir defterin Sırtında çile yükü elinde kazmasıyla Kötüye çukur kazsın mezardan bile derin.
****** Gece gaddar ağını gölgelere asarken Hüznün ıslak nefesi göğsünden bıçakladı. Kadın çığlık atarak “Ben artık öldüm!” derken Kalem kanından sundu ölümü yasakladı.
Toprağa karışsa da, çürüse de bedeni Nefesi olmasa da ileriki yıllarda, Okuyup anacaklar rahmetle bu madeni Zaman zaman olsa da kalacak akıllarda.
Yarım asra yakın zaman şiir yazan bir ozanın (Seyfeddin İnce) kızının hikâyesidir.
( Kalem Ve Kadın başlıklı yazı Afet Kırat tarafından 6.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.