İlk olmak unutulmazlığı etkin kılar derler. Daha doğrusu şimdi ben dedim. :)
 
İlk gözağrısı, ilk çocuk, ilk sevgili, ilk aşk, ilk okul, ilk defa, ilk, ilk.... sonsuz silsileler yumağında son olmak namümkün :))
 
 

Bu konuyu neden ele almak istedim, söyleyeyim. Efendim, sevdiğim bir yazar arkadaşımız kalkmış "Son Doğanlar Kulubü "

http://www.edebiyatevi.com/yazi/106957_son-doganlar-kulubu.html" " adında bir yazı yazmış. Okuyunca dedim ki, bir ilk doğan olaraktan:

"Hadi canım, acitasyonun da olmaz bu kadarı!"
 
 
İlk doğan olmak ne zordur bunu ancak ilk doğanlar bilir. Sanmayın ki ne ilk kartallar ne de ilk atmacalar, şahinler.. :))
 
  
Bir ilk doğansanız şayet, aileniz sizin üstünüze daha çok düşer. Hatta acemiliğini üstünden atan bir ebeveyne sahip olacağınızdan kendinizi kobay gibi bile düşünmenizde hiçbir sakıncanız yok.
 
 
- Diş çıkarma evresinde artık bilir ki, çocuk yaklaşık bir yaşına doğru gelirken olur ve ateş, ishal, huzursuzluk gibi belirtiler gösterir. Bundan sonraki diş çıkarma evrelerinde tedirginlik ve telaş yaşamaz.
 
 
- İlk okul heyecanı. Çocuk, annesini yanında isteyecektir. Karnı ağrıyorsa, okula gitmek istemeyecektir...
 
 
- Ergenlik. Agresif, sorumsuzluk, asi gelme, özenti... gibi durumlarda tecrübe kazanma. Sonradan gelecek çocukların gözü aydın, çünkü birincisi üstünde psikolog takviyesi de alınarak, gerekli donanım sağlanmıştır.
 
 
Bunun gibi daha çok şey yazabiliriz elbette. Ben bir ilk doğan olaraktan, gerçekten en küçük kardeş olmayı isterdim. Gerçi en küçük olanlar da kendilerine "tekne kazıntısı " tabiri yapılmasından pek hazetmiyorlar, ilk gözağrısı olmak varken bir de :))
 
 
Büyük olmak, sorumluluk almak; kardeşlerine örnek olmak; onların açığını kapatmak; yeri geldiğinde gizli saklı planlara alet olmak; yapacakları bir işte ön ayak olup destek çıkmak; ödevlerine yardım etmek... yazarken yoruldum, bir de 5 kardeşim olduğunu düşünün şimdi yaşarken neler çektiğimi :))
 
 
Arkadaşlarınıza gitmek isteseniz, anneniz kardeşinizi de peşinize takar. Abla iseniz, erkek arkadaşınızla buluşmak mı! Bir daha erkek arkadaş edinmeme kararı bile alabilirsiniz.
 
 
Ağabey iseniz, kardeşlerinizi korumakla mükellefsinizdir. Arkadaşlarınızla maç oynamak isteseniz, peşinizden gelen erkek kardeşleriniz " Ben de gidicem, ben de ben de..." diye yırtınmaya başlar ve annenizin ısrarları sonucu götürmek zorunda kalırsınız. Yalansa yalan diyin. :P
 
 
Biliyorum şimdi bu satırları okurken nice ilk doğanlar eski günlerini hatırladı. Kardeşlerinden neler çektikleri geldi akıllarına.
 
 
İlk doğan demek, örnek teşkil eden, tecrübeli, her şeyi ben yaşadım gördümcü gibi kavramları çağrıştırsa da emin olun bunları ifa ederken sizin ( son doğanlar) iyiliğinizi ve aynı hataları yapmamanızı istiyordur.
 
 

Her ne kadar büyük kardeş ve küçük kardeş aralarında uç noktadaki yaş farklarından ötürü anlaşmazıklara kuşak çatışması fikri öne sürülüyorsa da aslında tam olarak ifade edilen; sen giderken ben dönüyorumdur. :))
 
 
İlk doğanlar bir de çok bilmiş olur derler, çok bilicez tabi. Sizden önce mezun olup, iş hayatına atılıyoruz. Siz bir çocuğun bakımı hakkında endişelenirken, biz sizler de dahil nice çocukları elimizden geçiriyoruz. :))
 
 
Büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin de gözlerinden öpüyorum. :) Başkalarına göre de ben bir son doğanım çünkü :))
 
 
Bunların üstüne, ayrıştırıcı olmadığımı göstermek adına, son söz olarak şu sloganla bitiriyorum yazımı:
 
 

Ne ilk doğan ne son doğan varsa yoksa Nihat Doğan!!! :))

*
 
 
*
 
 
*
 
 

Sevinçli

( İlk Doğanlar Kulübü başlıklı yazı Sevinç A. K. tarafından 17.06.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.