Ben- Sen- O
Biz- Siz- Onlar
Ben ve sen bir araya geldiğinde "biz" olur kuşkusuz. "O" gelirse peki, 'bizler' mi olacak?Kimdir bu "o" ? Ne zanneder kendisini ki, giriverir izin almadan bir başkalarının hayatına. Bir de saklar kendini tüm gizli öznelliğiyle.. Görünmediğini düşünür birileri ta ki " kim ve ne" diye sorana kadar yükleme...
Günümüz veya eski zamanlar diye ayırım yapmayacağım diyordum yazıya başlamadan öncesinde.. Ama bir yere kadar müsaade veriyor ayrıcalıksızlığa hayat. Diyelim ki, o günlerde kuma getirmek vardı. Kadının söz hakkı yok idi, kanun diye sığındığınız karakoldaki amirin " Karı-koca arasına girilmez." demesiyle naçar kadın babasının evine de dönmeye yüzü olmayınca mecbur kalırdı her türlü eziyeti, haksızlığı çekmeye ve paylaşmak mecburiyetinde olurdu evini, eşyalarını, yatağını, hepsinden öte aynı yastıkta diye söz verdiği eşini.
Nedir bu kadınların ikinci olma istediğindeki durum?
Bazı kesimlerde artık olağan karşılanır bu, yadırganmaz gerçi. Töre girer işin içine "O" gelir.
Evladını düşürür ani bir boşlukla, ilgi bekler eşinden ya da hiç bir zaman çocuk sahibi olamayacaktır ve ihtiyacı vardır eşinin desteğine... Baskı gelir bir yerlerden, kimi dayanır da vazgeçmez kimisi pes eder ve "O" gelir.
Kimine de rahat batar, parasını harcayacak yer arar ve "O"
Bazısının yemeğe ekmeği yoktur evinde, tahtırevan ile gideceği yerdir; sıkışmış olan başını aklınca dağıtmaktır nedeni güya "O"
Bazısı "O" Rus bu'dur. Ocakları yakar yıkar, talan eder ve geçer giderler...
Umurunda değildir ne ailenin kutsallığı ne de sadakat..
Komşu komşunun külüne bile muhtaçtır diye biliriz biz.. Komşu komşunun helaline neden göz diker peki? Bu kadar mı aç gözlüyüz! Çeşitli televizyon programlarında, gazetelerde denk gelmedik mi komşusunun aklını (!) çelip; yuvasını terk edenleri...
"O" bu kadar mı meraklıdır üçüncü olmaya, yoksa üçüncü olarak tanındığı için midir bu yaptıkları...
Kimi "O"lar cahildir deriz de veririz körcahilliğine. Ya kimi "O"lara ne demeli.. Sözde okumuştur, ailesi eğitimlidir, kendisi üst seviyededir ama saplantılı düşünceler sarmıştır beynini ve takıntı eder kendisine mutlu bir yuvanın baş rollerini.
Yuva yıkar da olur mu yuvası.. Tartışılır..
Aldatır da eşini, eşini mi aldatır yoksa kendi mi aldanır bir başkasına... Düşünülür..
Neden zor gelir bağlı kalmak birisine.. Başıboş gezmek daha mı gider hoşlarına... Sorgulanır..
Hep "O" dedik, yine unuttuk seni beni..
Sen hiç mi suçlu değilsindir ya da ben çok mu sütten çıkma ak kaşık?
Eğer ki, evliliğinin monotonlaşmış yapısından sıyrılmak ve yeni heyecanlar peşine akmak içinse bu "O" arayışı, en doğrusu ayrılmak değil midir ki karşı tarafı da bırakırsın zan altında?
Yolunu bekleyen, sen gelmeden uyumayan eşinin tek suçu o özendiğin ve yol üstünde giderken aval aval baktığın belki de sulandığın kadınlar gibi olmaması mıdır?
Siz bayanlar, eşlerinin kaba saba tavırlarından şikayet edenler varken; size sabah kahvaltısı hazırlaması mıdır suçu ki gidersiniz bir başkasının kollarına düşüncesizce..
Duygularınıza yenik düşmekse bu en duygusuzunuz benim o halde.
Sanal boyutuna hiç girmiyorum ki, kimi yerde kimin eli kimin cebinde muallak..
Parmakla göstermenin ayıp olduğunu öğrettiler bize ta küçükken.. O diye hitap etmekten men ettiler saygısızlık diye.. Kendinize gelin.. İnsan olmanın bilinciyle yaşayın ve çoğumuzun inancı gereği kat'i suretle yasaklanan zinaya meyillenmeye niyetlenmeyin dahi.
*
*
*
Sevinçli
Not : Çoğunuza göre çocuğunuz yaştayım, belki de akıl yaşta değil ben baştayım :)
(
Üçüncü Tekil Şahıs - O - başlıklı yazı
Sevinç A. K. tarafından
13.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
