"İmkânsızlık sadece beceriksizlerin dünyasında mevcuttur." der bir söz. 
"Yapmak istedikten sonra yapamayacağınız şey yok." derim ben de. Yapmak istediğiniz şeyi  kafanıza koyun, planınızı yapın ve istikrarlı bir şekilde sağlam adımlarla hafif bir de gözünüzü karartarak devam edin bakalım neler değişecek hayatınızda. 

İnsanlar neden inanır imkansızlığın varlığına ? Kim  bulmuş bu kelimeyi ve insanlığa aşılamış bilinçsizce! 

Bazen çok isteriz olmasını da olmaz ya hani... Bazense  olmaz dediklerimiz olur bir anda. Hayat sürprizlerle dolu ve kimbilir daha nelere gebe gün ile birlikte.  Düşünsenize hem, arkadaşınız tarafından verilecek  bir haberde dahi önce iyiyi mi yoksa kötüyü mü söyleyeyim dese 

"Önce kötüyü sonra iyiyi söyle." deriz. 

Neden ilk olumsuza hazırlıyoruz kendimizi?  Halbuki her şerde bir hayr var diye öğretmişlerdi değil mi...
  
Arkadaşlar meselemiz sadece imkansızlık değil ve  devamını okuyun lütfen  şimdi...

Siz hiç lösemi hastalarının bulunduğu bir yeri ziyaret ettiniz mi? 

Onların umutla bekleyişlerini... İyileşeceklerine inanarak bakan pırıltılı gözlerini... Kemoterapiden ötürü dökülecek olan saçlarının öncesinde  kazıtıldığını ve şapka takmalarını ya da ellerinde  saçı olmayan bebeklerle oynadıklarını hiç fark ettiniz mi? 
O ağızlarına taktıkları maskenin altında kocaman bir gülüşü görmediniz de değil mi? 
İnsanların  kendilerinden soyutlandığının ispatı gibi görülebilir, lakin korunulması gereken enfeksiyondur ve bulaşıcı da değildir bu rahatsızlık korkmayın..

Genelde 2-5 yaş arası çocuklarda meydana gelen bu rahatsızlığın belirtileri ise;  yüksek ateş, iştahsızlık, solukluk, lenf bezlerinde büyüme, vücutta kırmızı noktalar görülmesi, burun ve diş eti kanamaları, vücutta morarmalar, kemik ağrıları, zayıflama  olarak bilinir. Dipnot niteliğinde bulunsun derim kulağımıza küpe. 

Hastanede annemin ameliyatlarına giren asistan bir doktor ve eşi ile tanışmışlığım  oldu uzun süre kalınca birde. Henüz 4 yaşındaki kızlarının lösemi kanseri olduğunu  söylediğinde  inanamadığımı ve hatta bunun kötü bir şaka olduğunu düşündüğümden olsa gerek :

 "Ciddi misin sen ya?" dediğimi biliyorum. 

Maalesef ki ciddi idi.. 

Peki dedim kardeşi de vardı bildiğim kadarıyla ondan ilik nakli olmuyor mu ? 

Kötü huylu olduğunu söyledi ve  ilik naklinin yapılamayacağını, sürekli kanının değiştirilmesi gerektiğini sonrasında. 

Sürekli kanın değişmesi demek ne demek biliyor musunuz siz hem de zor bulunan bir grup ise bu 0RH (-) olanından. 

Sonunda ne olacak dedim, hep böyle mi devam edecek bu hastalık yok mu iyileşme imkânı? 

"Yok" dedi ya sanki içimden bir parça koptu o anda. 

Bu çocuğun annesi de babası da doktor iken yapabilecekleri hiçbir şeyin olmadığını söylüyorlardı beklemekten ve ellerinden geldiklerince mücadele etmekten başka. 

Dua dedi bir de sadece dua... 

Demek ki yoktu aslında bir imkansızlık ve her darın sonunda ulaşılabilecek bir ışık vardı muhakkak. Önemli olan aramak değil miydi aslında? 

Çoğu kez televizyonlarda şerit olarak geçen yada radyolarda yayınlara verilen anonslara veya yaygın olan sosyal ağlarda " A-RH (+) kan aranıyor ilanlarına denk gelmişizdir. Kızılay'ın meydanlarda kurulmuş kan verme çadırlarına da.
 
Kaçımız ben de dahil donörüz peki?  

İlle de başımıza mı gelmeli böylesi bir durum bilmiyorum şimdi. 

Bir de kansız olanlar var hani.. Anemi değil anlatmak istediğim. 
Hani yediği kaba tükürenler, soysuz sopsuz insan müsveddeleri var hani it derken dahi  o masum  varlıklara hakaret ettiğimiz. 

Yok mu peki bunları hakikatten yok etmenin bir yolu ! 
Kaç vatan evladının dahi katledilmesini bekliyoruz elimiz kolumuz bağlı ve bu kadar mı imkânsız   diyorum kendimce de hiç mi sızlamıyor içleri bu imlerin! 

İM- KAN - SIZ 

Bir sızıntı akar beynimin subduralında 
Hematom değil esası  bildiğin ültimatom 
İmler çizmiş sınırları aşar  ve kim takar! 
Kan ile sulanır ve yağmur yerine gözyaşı 
Analar elleri böğründe 
Ne kınalar yakarlardı şimdi ağıtlar feryatlar 
Düştüğü ocakta yankılanır bağrışı 


Hangimizin hoşuna gitti şimdi bu imkansızlık! 
Hani atalarımız,  ninelerimiz inanmışlardı  tüm imkansızlıklara, yiyecekleri ekmekleri olmamasına rağmen canla başla vermişlerdi mücadelerini... 
Kim demiş imkansızlığın olduğunu?
Olsa olsa imdir kansız olan! 
Yada sizce k/imdir?
*
*
*
işte bildiğiniz sevinçli   

Not : İmkânsızın ispatını yapabilir mi bana biri ? 

Taşlama niyetine atıyorum birilerinin peşine bu yazıyı, bakalım taş atan çocuklar gibi bana da kanun çıkartırlar mı!

( İm - Kan - Sız başlıklı yazı Sevinç A. K. tarafından 7.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.