B.





Allah’ın veli kulları , olayları kalb gözü ile görenlerdir . Manevi rütbeleri yüksek olan bu kişilerin birbirlerine karşı gösterdikleri ilgi ve sevgi Allah içindir .

Çoban Dede namıyla bilinen bir Allah dostu cüsseli , seyrek sakallı , meczup görünümlü , mintanı göbeğine kadar açık , elinde kalın sopası , ayağında çakşırı , yemenileriyle bu garip âdem Soğucak tarafında bir köyde yaşar , arada bir Çantay’ı ziyarete gelirdi .

Hasan Basri Çantay birinci Meclis’in Karesi Mebusu , Kuva yı milliyeci , alim , fazıl , edip güzel bir müslümandı . Mustafa Kemal’in emriyle sonradan parka dönüştürülen şehir mezarlığının yanındaki bağ evinde Kur’an meali çalışmalarına devam eden Hasan Basri Bey ile her hafta ziyaretine gelen Çoban Dede birbirlerini severlerdi .

Çoban Dede , ziyarete gelirken Çantay aile mezarlığı yanında durur , selam verir , dua ederdi . Yine bir gün oradaki bir kabrin başında dikilip kaldı . Sonra diz çökerek , uzun uzun dua edip gözyaşı döktü . Uzaktan Çoban Dede’yi seyreden Hasan Basri Bey , o yanına gelince sordu : “ Orada neden o kadar oyalandın ? “

“ O kabirde çok azap çeken biri vardı . Allah’a yalvardım . Rabbim dualarımı kabul etti elhamdülillah ! … Azabı kaldırıldı .”

Merhum Çantay , Çoban Dede’yi şöyle anlatır :

“ Müthiş bir ağustos sıcağıydı . Çoban Dede ziyaretime gelmişti . Sıcaktan yapraklar adeta pörsümüş , kurtlar , kuşlar susuzluktan yanar gibiydi . Ağaçların dallarındaki kuşlar kanatlarını iki yana sarkıtmış , başlarını öne eğmiş , gagaları susuzluktan aralanmıştı . Bu manzarayı gören Çoban Dede ilerideki çitlembik ağacının altına giderek diz çöküp duaya başladı . On dakika geçmemişti ki o ana kadar masmavi olan gökyüzünde bir bulut belirdi ve şakır şakır yağmur yağmaya başladı . Yüce Allah kendine yakın olan kullarının dualarını bazen çok çabuk kabul ediyordu . “

Çoban Dede bir ziyaretinde çardak yanında devamlı bağlı olarak görmeye alıştığı köpeği göremeyince merakla sordu :
- Köpek nerede ?
- Bir tavuk kesip temizleyerek şu ağacın çatalına bırakmıştım . Biraz sonra döndüğümde köpeğin tavuğu yediğini fark edip hiddetlerek bağırmaya başladım “ O tavuk senin rızkın değil ki , benim rızkım … Sen , o tavuğu nasıl yersin ? “

Köpek birden başını kaldırarak gerindi ve kırılması mümkün olmayan zincirini koparıp kaçtı . Köpek bana darıldı ama ne yapalım … iki gün sonra döner gelir . “

- Hakikaten köpek iki gün sonra dönüp geldi . Ama şu bir gerçekti ki rızkın kime ait olduğunu , kime nasip olacağını takdir eden bir Rezzak vardı .

- Alınmayacak yükseklikten tavuk , köpeğin önüne yuvarlanmış sonra rızkı tayin eden kendisi imiş gibi konuşup köpeği darıltmış , kırılmayacak zincir kopmuş , söylediği gibi iki gün sonra köpek geri gelmişti .

Bu olay sıradan insanlar için basit bir olaydı ama veli insanların sınandıklarını anlamak için olayların ardındaki hikmetleri görmek gerekiyordu .
( Çoban Dede başlıklı yazı A.Müfit KUTLU tarafından 10.12.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu