İman Ahlak Dürüstlüğün Eğrilmez Çizgisinde Dimdik Sapmalara
                    Meyil Etmeden Yürümek
   Gönül tarları gönülden Gönül’e sürülüp ekilmeyince kuru çöle döndü, kişi dünyada sadece kendi çıkarı için yaşar olunca, toplumsal olarak barışı huzuru yakalayamadan kaçırır olduk. Nefsi çıkarların merkezinde yaşayan insan, ruhun nurlu merkezine gönül bağın kapısını es geçerek yanına merhameti almadan geçerken, çirkefin içinde boğulurken, etrafında tutunacak dal ararken tutunacak dal bulamadı. Nasıl bulsun ki gönüller gibi dünyamızda çöle dönmüş yeşeren bir ağaç dal ot kalmamıştı çünkü dünya için değil kendi çıkarı için insan önüne geleni yakıp yıkarak ulaşmak mümkün sanarak çirkefliği ile dünyayı çirkefe çöle çevirmiştir.
 
   Sonsuz hayat sahibi Yüceler Yücesi Allah’ın gönül yıkmayın derken onun emrine uymadan aksine bol bol gönül yıkarak, edepsizliğin merkezine yükselerek bir makama geleceğimiz savı ile ne kendimizi nede kapkaranlık zulümle dolu dünyayı değiştirmek peşinde. Kaybetmiş olduğumuz iman ve Ahlaktan habersiz yaşamaya devam ediyoruz. Bu kaybın ekseninde yaşamaya devam edersek huzura ulaşmamız asla mümkün olmayacaktır. İman ve ahlakın o güzel gülümseyen nurdan bağı ile gönüller bağlı olmadan ne güzel yarınlara bir adım atılır nede huzurun serinleten vadisinde yürünerek güzel yarınlara varılır. Burada en önemlisi neyi kaybetmiş olduğumuzun farkına varmaktır, farkına varamadıktan sonra kendimizde dünyamızda elimize geçerli bir güzelliğin geçmesini beklemekte boş olacaktır.
 
   İman ahlak dürüstlüğün eğrilmez çizgisinde dimdik sapmalara meyil etmeden yürümekle mümkündür. Eğer bir milimlik bir sapma söz konusu ise bu dürüstlükten bir samimiyet beklemekte boşuna olacaktır. Yüce Allah C.C. bizden istediği dümdüz elif gibi dümdüz hiçbir dünya çıkarına nefis çıkarına sapmadan dimdik yürümememizi beklemekte ve bu yürüyüşle dünyamızı inşa ederek merhametin serin cennet bahçesinde kendisine doğru hep birlikte yürümemizi görmek istemektedir.
“Ey îman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şâhidler olarak adâleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adâletten dönüp hevâ (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) yada yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır” (Nîsâ 135).
Üstat Aşık Seyrani halimizi ne güzel resm etmiş:
 
Asırda acaib işler çoğaldı
Bilmem bu işleri kimler ediyor
Dünyayı hep rezil köpekler aldı
Gelen ümeraya karşı gidiyor
 
Biraz bahsedeyim ehle-i zamandan
Yahşiler aşağı düştü yamandan
Aralık itleri olmuş kumandan
Uyuz it kurtları kumanda ediyor
 
Buğday unu beğenmiyor köpekler
İplikten aşağı düştü ipekler
Hep sedire geçti itler köpekler
Hanedan ayakta hizmet ediyor
 
Koltuk kılı fark olmuyor sakaldan
Tüccarlar aşağı indi bakkaldan
Aslanlara çoban düşmüş çakaldan
Şimdi aslanları çakal güdüyor
 
Mekteple medrese ortadan kalktı
Meyhane kerhane meydana çıktı
Ar namus denen şey ortadan kalktı
Şimdi kişi bildiğine gidiyor
 
Sarhoşlar çoğaldı kalmadı ayık
Bu asra böylece haller de layık
Müzevvirin adı muhbir-i sadık
Şimdi kişi bildiğine gidiyor
 
İsimlerin tebdil etsem satılmaz
Cisimlerin tahvil etsem zat olmaz
Altın eğer vursam eşek at olmaz
Şimdi kişi bildiğine gidiyor
 
Şahinler yurdunu tuttu yarasa
Baklava yerine geçti pırasa
Şimdi rağbet deyyus ile terese
Zamane bunlara rağbet ediyor
 
Boy kürkünü beğenmiyor köçekler
Babasına akl’öğretir çocuklar
Yumurtadan burnu çıkan cücükler
Horoz oldum diye cık cık ediyor
 
Küçükler büyüğe çorap giydirir
Tatlıyı insana acı yedirir
Seyrânîzamane böyle dedirir
Şimdi kişi bildiğine gidiyor
 
   Kişi başkalarının rahatına huzuruna çomak sokarsa o çomak kendi huzuruna sokulmaktadır haberi yok, huzur toplumsal olarak bozulduktan sonra o huzuru bozanında huzuru kalmayacak akılsız edepsiz işte bundan habersiz, hala ben ben ben diyerek benliğinde kendisini de alemi de  yakıyor, kendisi doğru cehenneme atıyor kendi elleri ile, masumlar ellerinden bir şey gelmeden sadece diliyle karşı çıkanlarda kurunun yanında yaşta yanar misali kavrularak dünyası ömrü yok olarak yanmaktadır. Mazlumlar Allah’ın izni ile doğruldukları an zalimlerin sonu olacaktır, bunun bir an önce el ele gönül gönülle olması dileğimle, selam ve dua ile.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet
 
 
 
 
 

( İman Ahlak Dürüstlüğün Eğrilmez Çizgisinde Dimdik ... başlıklı yazı kul mehmet tarafından 17.06.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.