Bakacak ve Bakılacak Yüz Kaldı mı Ortada?
Aynaya baktığımda kaybolmuştu yüzüm, neden yok olmuştu diye
düşündüğümde vefasızlıkların-dan, utanmazlıkların-dan, kadir kıymet bilmeyerek
insan hayatını yaşamını yok sayarak, yaşamalarından dolayı olsa gerek. Ama bu
gerek yok ortada yüzüm gibi. Ne gerek? Anlayış, insanlık, saygı, hürmet gerek,
arada bul yok ortada! Kaybolan yüzümle, gerek olanı nasıl nerede bulacağım?
Bulmak kolay bir şeye benzemiyordu, kaybedenler bunu çok iyi bilir, zaten
kaybetmeden de bulunmaz, bulunanın değerini anlayarak bir daha kaybetmez lakin,
alıp kaçırarak saklayanlar o kadar çok ki, kim kaçırdı sakladı bunları bilmek
ve bulma olasılığı yüz binde bir desem yeridir! Gerçi bu anlayışı, insanlığı, saygı,
hürmeti kaçıranlar onların yanında rahat olamaz, kapalı karanlık bir odaya
saklamıştır. Kiralık ev aramak için yola çıktığımda bu yüzsüz halimle, baktım
karşımdaki benden daha yüzsüz.
-Kiralık evin aylık ücreti ne kadar acaba?
-Çok ucuz sudan ucuz aylık 14 bin lira.
-Çüş bu ucuz nu şimdi?
-Evet, bak dün yandaki evi 16 Milyardan tuttular, ben iki bin
lira eksik istiyorum.
-Sayın yüzsüz, ben 12 bin lira maaş alıyorum, elektrik, su, kışın
doğal gazı, interneti, cep telefonu marketi bakkalı çakkalı ile ben kirayı dahi ödeyemezken,
sen nasıl olur da bunu bildiğin halde bu kadar fahiş fiyatla evi kiralama mı
istersin?
-O beni ilgilendirmez!
-Yani ben vicdanımı üç kuruşa sattım mı diyorsun?
Yok burada bulamadım kaybettiğim yüzümle diğerlerini, çünkü
bakılacak yüz olsaydı, bakılacak karşı yüz olsaydı, edep insanlık olsaydı böyle
olmazdı! Baktım karşı apartmanın kapısının camına, yüzüm yerindeydi, lakin bakılacak
yüz yoktu ortada!
Kaybolan ve çalınan bir hazineydi lakin kaybettik, hem de
duygularımızı niyetimizi ortaya edepsizce sırıtarak insan yaşamını hiçe sayarak
ortaya çıkardık, lakin hazine olan edep, haya, merhameti, insanlığı kaybettik!
Bu ortaya çıkanla yüzleşmek ne kadar zor anlatılamaz ki zor olan, yakan, yıkan,
hiçe sayan… Bu bir tespit olsa da bu tespiti tespit olarak hiçe sayanlar o
kadar çok ki, herkes bu tespiti tesbih olarak anlaması, ayrıca bir o kadar
üzücü! Aslına buna bir teşhis gerek, lakin teşhisin his’i kayıp olduğunda,
anlaşılmadığında bu da kabul görmüyor günümüzde.
Bu sonucun, tespitinin vahim boyutunu yazarak, kelimelere
eziyet vermek istemiyorum, olay ortada, teşhis, tespit ortada, lakin çözüm
nerede? Ortaya çık benim iki gözüm, sensin çözüm hatta özüm…Engeller nereye
kaybolmuş böylesine? Oysa ortada olup, engellemesi gerekirdi bu olanları, ah
senide saklamışlar, kim saklamış binlerce insan, şimdi hangisini tek tek
kontrol edeceğim bilmiyorum.
En iyisi her şeyi bilen ve bize bildiren Rabbime havale
edeyim hepsini, çünkü tek bilen Rabbim ve bize bildiren de Rabbim, Rabbim her
şeyi güzel eyler, böyle zulüm edenleri de yakar beyler, yıkar beyler, süründürür
beyler ya bu alemde ya öteki alemde, isterim ki bu alemde çeksinler, öteki sonsuz
alemde sonsuz azabı tatmasınlar vesselam.
Mehmet Aluç