Aslını Saklayarak Gönülden Sevmenin Güzelliğini Maskeleyerek Sırf Çıkarı İçin Sevmek!
Düşleriniz gülüşleriniz hakkınız olan haklarınız
yarınlarımız için göğüs ğögüse savaşmak ve kazanmak, elinizden almaya
çalışanlarla savaşmak en doğal hakkımızdır. Bu bizim en doğal hakkımız. Sakin
olun derlerse sakin olmayın, bin bir telaşla elinizden almak için koşarcasına
gelenler için, sakin olmayın! Kazanmak
haksızlığı yenmek için çalışın ve gönülden vererek paylaşarak engin olun! Yarınlar
için toplumun geleceği için daha çok çalışın erdemli olun, erdemli olmayı
insanlara anlatın. İnsanlarla iç içe olun onlarla omuz omuza yaşayın ve onlarla
eğlenin! İyi insan olmak neymiş hakkınızı yarınlarınızı düşlerinizi almaya
gelenlere gösterin ve iyi insan olun. Kaşlarınızı insanlara eğmeyin hep
gülümseyin.
Birliktelik erdemli insan olmak insanın kendisini hayatın
acımasızlıklarla doldurmaya çalışan insanlıktan nasibini almamış
olanlara insanlığınızla savunabileceği yegâne silahlardan üstündür, öldürtmek
insan zalim yapar, yaşatmaya çalışmak erdemin onurun güzelliği ile karşınızdaki
insanı da erdemli onurlu yapar. Daha fazlası olmalı diye düşünecek olursak
herkese gülümsemeli, yanında derdi ile ilgilenmeli yalnız bırakmamalı gizli söylenmemiş
olduğu her şeyi unutmuş olmuş gibi unutmalı
Farkındaysanız geçmiş
yani Tarih
bize yaşarken hangi fırsatların kaçırılmış olduğumuzu hatırlatan bir dosttur
arkadaştır, okudukça bildikçe geçmişi eksik olan yanlarımızı buluruz hangi olasılıkları
gözden kaçırdığımızı buluruz. Bilhassa içten ifadelerimizin eksikliğini yalnızlıkla
yaşamış olduğumuz, geride bırakmış olduğumuzu hayatın yaşarken hangi yönlerini yanlış
yönlerini bıraktığımızı tarihin içinde muhakkak bulacağımızdan emin
olabilirsiniz Bu durum, bazen bizi bırakarak ötelere giden ölen insanların yaşantısından
örnekler kesitler bularak tanımanın, o geçmişi yaşayanları tanımaktan dolayı
yaşadığımız hayatı daha kolay anlaşılır olarak bulacağız. Böylesine hazır olan hayatların
yaşanmışlığı bize daha kolay olduğu düşüncesini uyandıracak bizlerde. İnsan yaşamış
insanların kişisel sırlarını öğrenerek ortaya çıkarıldığında, kendi sırlarının
değerini veya onların saklamayarak açığa çıkarmışsa saklama gereğini veya açığa
çıkarmışlar ve başarıya ulaşmışlarsa içindeki sırları meydana çıkarma ihtiyacı duyacaktır
haliyle. Bazen saklamak için çok daha fazla özen gösteren biz yaşayanların
saklanarak hayata geçirmemenin eksikliği ile yanlışa düşerek paylaşmayarak
solup gitmesine izin vermemiz, kaybetmemize neden olmaktadır. Aslını
saklayarak gönülden sevmenin güzelliğini karşılıksız vermek sevmek yerine, maskeleyerek
sırf çıkarı için sevmek bir süre sonra bu gerçeği öğrenen karşımızdaki insanın,
bizden soğumasına bizi yalnız bırakmasına neden olacaktır. İnsan iyi güzel yönleri birliktelik var iken
yanlış yönlerde insan hayatını hiçe sayarak yok etmeye çalışırsa, önce insanların
hayatı sonra kendi hayatının yok olacağını da bilmelilerdir! İşte biz insanlar
bunu bilmediğimizden hep kaybediyoruz. Kaybettirmek için yola çıkan kaybetmeye mahkûmdur.
Kazanmak için yola çıkan her zaman kazanmaya ulaşır ve kazanır
Hayatın içinde nelerin
hangi içeriklerle hangi güzellikleriyle içimizde içerebileceğine izin vermek koymak veya koymamak, kaybettirmek veya
kazanmak bizim elimizdedir, bu bakımdan onu paylaşarak yeni güzelliklerin
ortaya çıkması adına yenilikleri bulmak adına hayatımıza, daha güzel yönleri
eklemekte biz insanoğlunun elindedir. Yönleri yok etmek kaybetmeye, yönleri bir
merkeze ulaştıran farklı yönleri bulmak bize hep kazandıracaktır.
İnsanların gerçek olan
daha sonra yok olacak olan bu hayatlarında üzerlerine yapıştırdıkları
zengin-Fakir-asil-asil değil-adına değer ifade etmekten uzak etiketler arasındaki
farkı ayırt etmeyi öğretmek, insanlığa büyük adımlar attıracak ve önlerini
görmek birbirlerini tanımak adına sadece –Daha çok iyilik ve Salih amel
işleyerek insanların takva yönüyle-üstün olacaklarını bilincini bize söyleyen,
Nur Kur’an’ın bu emrini öğretmek bilinçlerine yerleştirmeye çalışmak yeni bir
hayat medeniyet güzellikleri inşa ederek güçsüz olanları ezmenin önüne geçerek,
herkesin eşit olduğunu idrak etmelerini sağlamak, insanları dışlamak hak
ettikleri haklarını almak bize bir şeyler kazandırmayacağını söyleyen Yüce Kur’an’ın
bu emrini hayatımıza geçirmek, toplum olarak güçsüz bir halde iken bizi en
güçlü bir toplum haline getireceğini de unutmamamız gerekmektedir. Dışlanmış
insanların bizden uzaklaşarak güç kaybetmemize yeniden aynı toplum içinde kardeş
kavgalarına da sebebiyet verecektir. İşte batının yıllardır bunu yaparak
bizleri böl parçala yok et mantığı ile bizleri birbirimizden uzaklaştırarak,
yeryüzünü kirleterek nefretle kuracakları hem geleceğimizi hem de dünyanın
geleceğini yok etmenin peşindeler. Bizler Allah
C.C. iman eden müminler olarak, Allah
c.c. almış olduğumuz tertemiz nurla bezenmiş insani değerleri gönüllerin
sevgilerin tertemiz ışığı ile tertemiz insana değer veren insanı ve kâinatı
koruyan değerlerle yaşayarak, bu güzellikleri dünyaya ve kendimize armağan
etmekle mükellefiz. Kışkırtan unsurları yok ederek, insanın ve kâinatın daha
doğrusu hayatımızın ve dünyanın hak ettikleri ne ise onu onlara vermek veya
kazandırmak için bu yolda hayatımızı ortaya koymalıyız.
Geçmişe yani tarihe
tarihimize dönüp baktığımızda, tutkuyla sadece kendisi için, toplumu göz ardı
ederek yaşayan insanların bağlandıkları inançla hiç alakası olmayan batıl inançların
kendilerini şiddete götürdüğünü görmezden gelmelerine fırsat verdiğini,
görmelerine engel olarak çıkar ilişkilerine dayalı hayatlarını her zaman
kaybettiklerine şahit olacaksınız. İlginçtir ki bu yenilgi ile insanların hala
ders almadan ya da tarihin sayfalarını açmadan insanların neden her defasın da
aynı hata ile kaybetmeyi unutarak, aynı hataya düştüklerini görerek hayrete
düşeceksiniz. İnsanın doğruyu gerçeği güzeli söyleyenleri duymayarak kendi
aptallıklarına gülmekten aldıkları akıl almaz zevkleri, yanlış yola girmeleri
ve bu nedenle neden bu aptallıklara engel olmak adına bir çaba sarf
etmediklerine de şahit olacaksınız tıpkı günümüzde tarihten ders almayarak
düşmüş olduğumuz birçok hatalar gibi. Diğer
insanların fikirleri düşünceleri fikir düşünce zenginliğimizdir, onların bu
fikri düşüncesi bizi izleyen yabancı bir gözmüş gibi düşünürsek hiçbir zaman
birlik ve beraberliğimizi sağlayamayacağız. Her günün sabah ve akşamında
hayatımızdan ömrümüz bir yaprak gibi yere düşerken, geriye kalan ömrümüzü,
zifiri karanlıklara gömmek yerine, ışıkların aydınlıkların olduğu bir dünyaya doğru
devam ettirir isek aydınlıkları yaşamayı istersek, aydınlıklarda yaşarız. İnsanların
hayatlarına zenginliklerine dünyaya sahip olmaya değil, sahip olanlarla
olmayanların hayatını güzelleştirmeye gelmedik mi biz bu dünyaya. Çok
malı olan az olanla paylaşmaya çalışarak, ahireti kazanmaya gelmedik mi biz bu
dünya âlemine. Hayat bir yürüyüştür ama tek başına değil toplumla el ele gönül
gönüle yapılan bir güçlü yıkılmaz sarsılmaz yürüyüştür bu hayat. En güzelini
birliktelikle kardeşçe yaşamak dileğimle, Selam ve dua ile.
Mehmet Aluç-Kul Mehmet