Bakın şöyle etrafınıza bakalım, etrafımıza karşılıklı olarak bir birine gönül kapısını- Âşıklar sevenler hariç-gerçekten samimiyetle açan, içine konuk eden kaç kişi vardır? Bir elin parmaklarını, geçmeyecek kadardır. Gönlümüzü ömrümüzü anımızı canlandıran samimiyetten o kadar çok uzağız ki, para kazanmaktan öte işte mutsuzuz umutsuzuz meczubuz coşkusuzuz… Saydıkça uzar bunlar, açılmaz kapalı yollar. Şöylesine bir keşif yapayım, bir Gönül’e gireyim ama önce gönül kapımı açayım bu gönül neymiş, nasılmış ne işe yararmış diyerekten gönül kapısını açan, yine bir elin parmaklarını yine geçmez!

   Sevgimizi insanlığımızı merhametimizi ispatlamak sanki suçmuş gibi, her şeyi saklıyoruz gönlün karanlık dehlizlerine hapis ederek saklayarak yıkarak yakarak anlamayarak… Sıraladıkça yine bunlar bitmez! Şöyle bir karşılıklı, nabız yoklamak içinde gönüllerde hiç tık yok yalan dolan çok halden anlayan yok yok yok… Gönlün anlamındaki görevindeki işlevini yok eden, yok etmeye yüz tutan gülümsemesini gömen, gömünce mutsuz kalan mutsuz ölen var mıdır sevgisiz aşksız gülen?

   Bu ne biçim mutsuzluğu yaşamak için bir seçim, halden bilmemek için nasıl kalınır yetim sadece beni mi bu derdim? Acaba, ben yanlış mı dedim? Arabayı yanlış kulvara mı, park ettim? Geldiğimiz karanlık yoldaki son, nokta bu! Sınırsız bir açlıkla kendi kendimizin başını yemekte ayağını kaydırmakta ustayız galiba, bizler çaresizlikten hastayız halden anlamayan, hepimiz galiba ağayız? Derinden düşünürsen böyle, derinden düşünmezsen sen söyle sen dinle, istediğin kadar inle kalırsın yine kendi kendinle.

   Etkileyici gönlü okşayıcı, cana cansızlığa can damarı olacak o kadar güzellikler var ki o gönül içinde, açar bakar candan seversen her şeyi, şaşırır kalırsın, kâinata sığmayan sığar içine hayran kalırsın gülüşüne, ah bir kapısını açsan girsen bir gönül içine, güzelliği tattığınız an o zaman, bana kızarsınız ULAN neden daha önce söylemedim diye, bana bolca dayak atarsınız eminim… Yüz gönül gülümsememe ile gönlü buruşturarak yaşamakla bu hayatın güzelliği yaşanmaz, bu dünya da yaşa cehennemi ahirette yaşa cehennemi. Acep nedendir insanlığın bu sevgisiz söylemi, yok mu yapan birisi bu gözlemi, dinlemez doğru sözle söylemi kimsede dinlemez hiçbir zaman yetimi, Âlemlerin Rabbi dinler, o zamanda bu anlatana yeter, bu yazımda burada biter sabah oldu yatayım artık yeter… Selam ve dua ile kardeşlerim.

 Mehmet Aluç

 

 

 

( Nedir Bu İnsanlığın Anlamsız Söylemi! başlıklı yazı kul mehmet tarafından 29.01.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.