Eksiltili rüzgârlar durağındayım: Kıpraşan adımlarımın durağan bir lehçesi var sanki.

 

Tokuşan benliklerin, tenhalaşan yolların, suskun kadınların da bir şifresi var. Haznesinde konaklanan yangınların muhbiri; teyitsiz aşkların laneti ile kaplı evren…

 

Hürriyetini yitirmiş bir benlikten arda kalan satırlar, an itibariyle beyan ettiğim, kırık niyazlarla yüklü kalbin de makberi aslında söylemediğim her cümle ve yine fıtratımda konuşlu bir meblağ onca dökümü yüreğin, onca külfeti yaşanmışlıkların ve nasıl da derin özlemi yine yitip gidenlerden esirgediğim rahmeti birileri elbet okuyacaktır ümidi.

 

Sadece kafa karışıklığından ibaret de değilim: Her şeyin ifrat bilindiği bir kıyım hali hazırda yaşamı ihbar eden bir gölgeyim işin aslı.

 

İnsanlar evet, insanlar ve bireyselliğimin ağırlığında çoğulcu demokrasinin tek tutsağıyım eşrafın dilinde yitim; kalbinde günah ve vicdanında karalama yüklü bir beyanla yolumun ışıldağına kelepçe vuran varlıkları ile…

 

Zinhar yalan, demek isterdim.

 

Ben bana ne denli yakınsam onlar da uzak dursun, demenin de bir raconu olsaydı keşke.

 

Adlandıramadıklarıma kılıf geçiren mübalağa edilmiş bir cümle olsa keşke demediklerim ama dilimin de varmadığı.

 

Bozuk mayaların tecellisi demek ki hakkaniyetten çok uzakmış.

 

Sevgisizliğin yaşandığı bir coğrafyada meğer melekler de ağlarmış.

 

İçimin huzmelerinde, dünlerin de kelepçesinde ve şu avuç içi yürekte saklı kerrat cetveli yine onlar çarptıkça hezeyanlara bölünen varlığımın naşından arda kalan üç beş soytarı cümle işte israf edilesi bir ömrü mademki daha da hezimete uğratıyorlar kanıksadıklarımla neye yeterim ki?

 

Dediklerime demediklerimi eklersem kaç bin yaşımda sona erer ki ceza-i ehliyetim?

 

Bilmediklerimden özürlüyüm, bildiklerimden suçlu ve bilinmezin yüklemine bir nazire iliştiriyorum belki de boykot ettiğim bir masalı sonlandırma telaşındayım gün yiterken hele ki yeni güne gücüm yeter mi, demeleri de bastırıyorum ant içtiğim bir rahlede ben tüm asaletimle bir nirengi noktasına yerleşmişken.

 

Yorgun mahlasların izini sürüyorum ve yorgun veballerin şeceresini tutuyor şeytan derken menkıbesinde ikilem yüklü bir gönlün pervazına tünüyorum bilsem de ses etmeyeceğini, görsem de görmezliğini ve sussam da sessiz çığlıklarım ayyuka çıkarken… biliyorum işte biliyorum…

 

 

 

 

 

 

( Meğer Melekler De Ağlarmış... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 2/24/2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.