1980 YILI ÖNCESİNDEN BİR KESİT
Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 10.Eylül
2019
………………………………………………………..
Bugün siz saygıdeğer okurlarıma 1980
yılı öncesinden söz etmeyi yararlı görüyorum. Okul arkadaşım ve çok değerli gazeteci dostum
Halil Zor “Özgürlüğü Ararken” adlı kitabında 1980 yılı öncesini bütün açıklığı ile net olarak anlatmıştır. Keşke okuma imkanınız
olsa da okuyabilseniz derken, ben de burada kıyısından, kenarından birkaç bilgi
kırıntısı bırakmak istiyorum. Geçmişini
bilmeyen ve göremeyenin, geleceğine dair bir doğru yaşam biçimi
olamaz diye düşünüyorum.
Ben, 1977-1978 yıllarında şimdi ki adı Ersin Arslan olan Gaziantep Hevlet
Hastanesinde Hasta Kabul Memuru olarak çalıştım. Sabahleyin göreve gelirken, ve
akşam görev yerinden eve dönerken yolumuzu değiştirirdik. Hiçbir
kimseden alacak verecek bir
şeyimiz olmadığı halde. Allah o günleri bir
daha getirmez inşallah. Bu güzel Gaziantepimizde kimleri
yitirmedik? Kimleri anarşiye kurban
vermedik ki?
Oprt. Dr. Orhan Özbay, Av. Mehmet Ali
Çelik, Av. Mehmet Çapar, Oprt. Dr. Rauf Yılmazer, Dr. Bercis Seden. Gaziantep
Eğitim Enstitüsündeki Hocalaradan Mehmet
İhsan İslamoğlu kurşunlandığında, ben Gaziantep Devlet Hastanesinde nöbetçi
memur idim. İslamoğlu’nun gece yarısı hastaneye gelen gebe eşinin Gaziantep
Devlet Hastanesi salonundaki feryadını
asla unutamam. Gözlerimin önünde bir
rüya gibi görüyorum,
hatırladıkça. Caddeler ve sokaklarda, kimin kim düşmanı, kim kimi öldürecek belli
değildi. Hastanede anarşik olaydan gelen ölü ve yaralı günü hemen hemen her gündü. Yaralı ve ölünün
gelmediği gün yok sayılacak kadar azdı.
Ölü ve yaralı gelmediği gün düğünümüz, bayramımız olurdu. İki gün üst üste gelmediğine biz sevinirken, bakarız üçüncü gün 3 tane
gelirdi. Kurşunlanmış insanlarımız.
12 Eylül 1980 tarihinde ihtilal oldu.
KENAN EVREN PAŞA müdahale edip, yönetime el
koydu. Daha doğrusu ülkemize bir güneş doğdu. Eğer ihtilal bir yıl önce olsaydı, 14 Eylül
1979 tarihinde kurşunlanan Sağlık
Müdürümüz Dr. BERCİS SEDEN ölmeyecekti. 17 Eylül 1979 tarihinde açmış
olduğu ücretsiz Halk Muayene kliklinliğinden dönerken yolda kurşunlanan ve Rahmetli
Babam Halaf Ayazın doktoru olan Oprt.
Dr. RAUF YILMAZER ölmeyecek ti. Mekanı
cennet olsun, ışıklar içinde uyusun diyorum. Eylül sonraları nasıl ağaçlar
yapraklarını yavaş yavaş döküyorsa, devlet adamlarımız, bilim ve Tıp doktorlarımız, teker teker kurşunlanıp
öldürülüyorlardı. Bunu namertlere
anlatamazsınız. Ben Kenan Evren Paşayı burada rahmet ile anıyorum. Eğer Onu
rahmet ile anmaz isem, kendimi bu ülkenin
bir namert insanı olarak kabul edeceğim
diyorum.
12 Eylülün Türkiye Büyük Millet Meclisi
bayram olarak kutlanmasını istediğinde, Kenan
Evren paşa redettiği gibi, 27 Mayıs bayramının da kutlanmasını kaldırdı.
Kendisine emekli olduğunda meclis bir
villa tahsis edilmesini talep ettiklerinde, onuda red etti. Sözün kısacası Kenan Evren Paşa,
cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra
gelen tek isimdir. Tekrar mekanı cennet olsun,
ışıklar içinde uyusun diyorum.
Onun büyüklüğünü “cellatlarına aşık olan, hain ve namertler” bilemezler.
Saygıdeğer okurlarım; Beni unutmayın,
sizler ile sohbet köşemde tekrar
buluşalım. Hoşça ve dostça kalınız. En güzel ve mutluluk dolu günler hepimizin
olsun diyorum.