TÜRK EDEBİYATINDA TEVFİK FİKRET
Ahmet AYAZ
Ben O’nu “Yiyin Efendiler Yiyin” ve “Tarih’i Kadim”şiiri ile
tanıdım. Didaktik ve epik şiir türlerinde eserler vermiştir. Şair kimliğiyle ön
plana çıkan Türk yazarın tarih ve inceleme türlerinde yazıları da edebiyat
dünyasında yer almaktadır. Servet-i Fünun topluluğunun lideri olan Tevfik
Fikret, idealist ve devrimci yanıyla Atatürk başta olmak üzere döneminde
birçok aydını fikirleriyle ve faaliyetleri ile etkilemiştir. Türk edebiyatının
Batılılaşmasında öncü isimlerden birisi olmaktadır.
TEVFİK FİKRET
Tevfik
Fikret Hayatı
24 Aralık 1867 yılında İstanbul’un Kadırga semtinde dünyaya gelmiştir.
Tevfik Fikret’in gerçek adı Mehmet Tevfik olmaktadır. Babası Hüseyin Efendi
annesi ise Hacı Hatice Refia Hanım’dır. 12 yaşında annesini kaybeden yazar
öksüz kalmıştır. Babası da Arabistan’a sürgüne gönderilince kız kardeşi ve
Tevfik Fikret’in bakımını anneannesi ve büyük yengesi üstlenmiştir.19 yıl
sürgün hayatı yaşayan babası sürgünden dönemeyip vefat etmiştir.
Aksaray’da bulunan
Mahmudiye Valide Rüştiyesinde öğrenim hayatına başlayan Tevfik Fikret, çok
dindar bir ortamda yetişmiştir. Öğrenim gördüğü okulu 93
Harbi yenilgisinden sonra Rumeliden İstanbul’a gelen göçmenlere tahsis
edilince öğrenimine Galatasaray Sultanisi’nde devam etmiştir.Tevfik
Fikret’in bu okula girişi hayatında bir dönüm noktası olmuştur. 11 yıl öğrenim
gördüğü bu okulda devrin önemli edebiyatçılarından Recaizade Ekrem, Muallim Naci, Muallim
Feyzi gibi seçkin öğretmenlerin öğrencisi olmuştur. Şiir yazmaya
lise yıllarında başlayan Tevfik Fikret, yazdığı ilk şiiri
öğretmenlerinin teşviki ile gazel tarzında
ve Nazmi mahlasıyla yazmıştır. Yazar öğrenimini 1888 yılında birincilikle
bitirmiştir.
1888 yılında Hariciye Nezareti İstişare Odası’nda katip olarak işe
başlayan Tevfik Fikret, kısa süre sonra geçtiği Maarif Mektûbî Kalemi
görevinden bir yıl daha dolmamışken istifa ederek ayrılmıştır. Sadaret Mektûbî
Kalemi’nde de kısa soluklu çalıştıktan sonra 1889 yılında İstişare Odası’nda
yeniden muavin olarak göreve başlamıştır. Bu görevinin dışında Yüksek Ticaret
Okulunda Fransızca ve Türkçe dersleri vermiştir.
Dayısının 15 yaşında olan kızı Nazime Hanım ile 1890 yılında dünya
evine girmiştir. Tevfik Fikret eşi Nazime Fikret ile birlikte dayısının
evinde yaşamaya başlamıştır. Bir süre şiirle meşgul olmayan Tevfik Fikret
İsmail Safa'nın
yönettiği Mirsad dergisinde "Bahar" şiirini yayınlayarak suskunluğunu
bozmuştur.
1892 yılında Osmanlı Lisanı Öğretmenliği sınavını kazanarak Mekteb-i Sultânî’ye
atanmıştır. Türkçe öğretmeni olarak göreve başladığı okulda Muallim Naci' nin
vefatı üzerine edebiyat öğretmeni olarak çalışmaya devam etmiştir. Hükûmetin
memur maaşlarına uyguladığı kesintiden dolayı tepki olarak 1895 yılında okuldan
ayrılmıştır. Bir süre kendi kabuğuna çekilen Tevfik Fikret’in 1895'te bir bilim
dergisi olan Servet-i
Fünûn'un sahibi Ahmet İhsan ile
tanışması suskunluğunun sona ermesine sebep olmuştur. Dergi, Tevfik Fikret
yönetimi ile çıkmaya başladığı 256. sayısından itibaren bir edebiyat dergisi
hâline gelmiştir. Şair, 1895 yılında oğlu Halûk'un doğumuyla birlikte baba
olmuştur. O dönemde sanat hayatının en verimli devresini yaşayan yazar
şiirlerini "Mehmed Tevfik" yerine "Tevfik Fikret"
olarak yayımlamaya başlamıştır.
1896 yılı sonlarında Robert Koleji’nde Türkçe dersleri
vermeye başlayan yazar okul dışında kalan zamanını tümüyle dergiye ayırmıştır.
Dostu İsmail Safa’nın evinde
okuduğu Abdülhamit karşıtı bir şiir gözaltına alınmasına sebep olmuştur. 1900
yılında büyük bir ilgiye maruz kalan ilk kitabı "Rübab-ı Şikeste (Kırık
Saz)" adlı eserini yayınlayan Tevfik Fikret Ahmet İhsan ile dergi
yönetiminde anlaşamayınca ertesi yıl topluluktan ayrılmış ve sadece Robert
Koleji’nde öğretmenlik yapmaya devam etmiştir. Tevfik Fikret’ten sonra Servet-i
Fünûn yönetimini Hüseyin Cahit üstlenmiştir. Birkaç ay sonra Servet-i
Fünûn, Hüseyin Cahit'in Fransız
İhtilali üzerine yazdığı bir çevirisi yüzünden kapatılmış ve grup
tamamen dağılmıştır.
Tevfik Fikret hayatı incelendiğinde şairin sürekli bir
suskunluk dönemi içerisine girip çıktığı görülmüştür. Yazar, inziva düşüncesini
gerçekleştirmek için Kadırga'daki konağın satışından elde ettiği parayla
Rumelihisarı'nda kendi çizdiği bir ev yaptırmıştır. Eşi ve oğlu ile birlikte
eve yerleşen şair toplumla arasına bir mesafe koyabileceği aynı zamanda
mesleğine devam edebileceği, ülkenin gidişatını uzaktan izleyip eser
üretebileceği bu eve Tevfik Fikret Aşiyan adını vermiştir. Tevfik Fikret
için millet, din, tarih, kahramanlık gibi kavramlar artık anlamsızlaşmaya
başlayınca Tevfik Fikret "Tarih-i Kadîm" şiirini din ve
tarihe karşı yazmıştır. 2. Meşrutiyet yazarın suskunluk döneminden çıkmasına
etki etmiştir. Meşrutiyet’in ilanından sonra çeşitli görevlerde bulunan yazar
19 Ağustos 1915 yılında 48 yaşında vefat etmiştir.