1
SON SÖZ
Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 1 Nisan 2020
Bu “Son Söz” yazımı devlet yetkililerinin baştan
sona okumalarını istiyorum. Belki ülkeme faydalı olurum diye çaba harcıyorum.
Ben bir şairim. Şairlerde akıl olmaz. Herkes cebini doldurmaya çalışırken,
şairler vatan. millet sevdasına düşer,ve
olumsuzluklar karşısında yanar tutuşurlar. İşte ben de onlardan birisiyim.
Bu ülkemizde, bu
nasıl bir savurganlık? Bir türlü anlayamadım. Bir arkadaşımızın facebook
sayfasına attığı aşağıdaki tabloya bakınca, çok düşündüm ve üzüldüm. Biz bu
kadar güçlü müyüz? Hayır güçlü değiliz, ancak lükse düşkünüz diye düşünüyorum.
Lütfen bakınız şu aşağıdaki tabloya.
Devlet Başkanımız, bakanlarımız ve siyasi partilerimizin genel başkanları da
bir göz atsınlar. Bizim ile Avrupa devletlerinin durumlarını bir mukayese
etsinler. Düşünsünler, savurganlığı önlemek için tedbir alsınlar diyorum. Ama
tedbir almazlar. Mebus sayısı 451 idi, 551 yaptılar. Bununla da yetinmeyip 651
yaptılar. İçlerinden birileri mebus
sayısı 1000 olsun diye meclise teklif getirecek olsa, hemen hemen hepsi
parmak kaldırırlar. Çünkü gelecekte seçilme şansları artacaktır. Menfaatçılık,
devlet kesesinden lüks yaşama zevki kanımıza sinmiş. İş adamlarımız,
sanatçılarımız devlete yardımcı olurlarda, acaba vekillerimizin içinde bir
maaşını devlet bütçesine bağışta bulunan olur mu? Bilemiyorum. Eğer var
ise, buradan sesimi duysunlar
diyorum. Nerede bulacaksınız? Eski Maliye Bakanımız rahmetli Adnan Kahveci
gibilerini. Bakınız Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 7 maaşını, Devlet
Bahçeli 5 maaşını nasıl bağışladılar.
Hadi vekillerimizi de görelim.
Galiba sözü biraz fazla uzattım, şimdi asıl konuya gelelim.
Dünya devletleri
arasında, makam Araçları sayıları şöyle sıralanıyor. Fransa 9 Bin. Japonya 10
Bin. Almanya 11 Bin. Türkiye 125 Bin. Biz bu kadar büyük müyüz? Bu kadar güçlü
bir devlet miyiz? Bu makam araçlarının arttırılmasına Turgut ÖZAL öncülük
etmişti. Kendisini rahmet ile anmak, içimden gelmiyor. Devlet bütçesine
bıraktığı kamburları asırlar bile
temizleyemez.
Ben sağlık
kuruluşlarında memur iken, Gaziantep Sağlık Müdürlüğünde bir eski jip vardı. Bu
jip Sağlık Müdürünün sağlık hizmetlerinde kullandığı bir araçtı. Bazen saha
teknisyenleri köylere nüfus planlama için gittiklerinde kullanılırdı. Bazı
zaman da köylere veya okullara aşı için gittiklerinde sağlık memurları
kullanırdı. Turgut ÖZAL Başbakan olunca Gaziantep Sağlık Müdürlüğüne 6 tane şube
müdürlüğü açtı. Bu şube müdürlerinin her birisine bir makam şoförü ve bir de sıfır
araç tahsis etti. Ayrıca bu devlet büyüktür, her şeye gücü yeter dedi. Kaynak
nereden geliyor?. Kenan
Evren Paşa meclisi fesh ettiğinde
Senetörlerin maaşları 451 milletvekillerinin maaşları 4 yıl bütçede birikti. Ayrıca iş adamlarımız
devlet bütçesine yardım yapmışlardı. Aklıma çok iyi geliyor. Benim maaşım 3240
TL iken SANKO HOLDİNG Devlet
Bütçesine bir milyar yardım etmişti.
Hacı Sani KONUKOĞLU ışıklar içinde uyusun diyorum. Devlet Bütçesine Kenan Evren
Paşanın biriktirdiği bu paralar ile Turgut ÖZAL pehlivanlık yaparak göz boyadı,
ve bu savurganlığı yaptı. Ayrıca arkasında bıraktığı pislikleri burada tek tek
saymak çok zor. Bu pislikleri yukarıda
da dediğim gibi, asırlar temizleyemez. Bu sayacaklarımın hepsi devlet bütçesine
kaldırılması çok çok zor olan birer kamburdur.
Bunlar ile kalmayıp
her seçtiklerimiz Devlet Bütçesine birer kambur getirmeye devam etmektedirler.
Sonumuz Hayır ola diyorum ama, biz bu akılda oldukça sonumuz iyiye gitmez.
İnşallah Devlet Yöneticilerimiz akıllarını başlarına devşirir diye düşünüyorum. Ben Devlet yöneticilerimiz akıllarını başlarına
devşirmezler diye kaygılanıyorum ve
işimiz çok zor diyorum. Bir zamanlar Almanlar trene bir süre camsız
binmişler. Taa ki Alman hükümeti güçleninceye kadar. Ben her
zaman Ya Rabbim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı, bir yanlışa düşürme diye Yüce Yaratana dua
ediyorum. İnşallah dualarım kabul görür, diyorum ama, her halde dualarım kabul
görmüyor. Dualarım kabul görseydi, 40
Milyon doları Suriyelilere değil, kendi
ülkesine harcardı. Yine de Allahtan ümidimi kesmiyorum. Devlet başkanımızı bir
yanlışa düşürmesin diyorum.
Saygıdeğer okurlarım,
ülkemiz insanları Gorona virusunun korkusunu yaşarken Ahmet Ayaz niçin
savurganlıktan söz ediyor diyenler varsa, onlar yanlışa düşerler. Devlet
bütçesini zayıflatıp da, devlet kesesinden lüks
yaşamaya alışkanlık da virus kadar önemlidir, virus kadar ülkeye zarar
verir. Savurganlıktan uzak durup da,
devlet bütçesini güçlendiren devletler, her türlü felaket karşısında, her zaman
güçlü olurlar, bütün olumsuzlukları da yenerler. Bugün burada bunun da
bilinmesini istiyorum. Son söz, devletin
bütçesini kendi bütçemiz gibi, kendi cebimiz gibi korumalıyız. Devletimizin
güçlenmezi için, insanlarımızın huzuru
için, milletçe elimizden ne geliyorsa yapmalıyız diyorum.