TÜRK EDEBİYATINDA
MUALLİM NACİ 1849-1893
Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 14 Nisan
2021
……………………………………………
Türk
Edebiyatının unutulmazlarından olan Muallim Naci’yi ölümünden 128 yıl sonra
da olsa, onu unutmadık, unutamayız. Kitapları günümüze ulaşmayan, Muallim
Naci “Marifet iltifata tabidir. İltifatsız meta zayidir” mısraları ile
tanınır. Bir önceki köşe yazımda da
onu bu mısraları ile anmıştım. Şimdi aşağıda Muallim Naci’den söz ediyorum.
1850'de İstanbul'da doğdu. 13 Nisan
1893'te İstanbul'da yaşamını yitirdi. Dilin
yalınlaştırılmasını savunan Tanzimat Dönemi'nin önemli şair ve yazarı. Asıl adı
Ömer. 7 yaşındayken babasını kaybetti. Varna'ya dayısının yanına gönderildi.
Orada medrese öğrenimi gördü. Bir yandan da Arapça, Farsça, Fransızca ve hat
öğrendi. "Hulusî" mahlasıyla yazılar yazdı. Bir süre Varna
Rüştiyesi'nde öğretmenlik yaptı. Sait Paşa'nın özel kâtibi olarak Rumeli ve
Anadolu'nun birçok kentini dolaştı.
İlk şiirlerini "Nacî"
mahlasıyla 1867'den başlayarak yazdı. Küçük yaşlardan itibaren şiire ilgi
duyan Muallim Naci, dönemin önemli gazetelerinden biri olan Tercüman-ı Hakikat’e
gönderdiği şiir ve yazılarla edebiyat dünyasına ilk adımlarını atmıştır.
Muallim Naci, bu dönemden sonra basın hayatındaki faaliyetleri ile adından
söz ettirecektir. Geçen zamanla birlikte Muallim Naci, Ahmet Mithat
Efendi’nin ısrarları üzerine Tercüman-ı Hakiat gazetesinin edebiyat kısmının
yönetmeni olmuştur.
Tercüman-ı Hakikat’ten sonra Şeyh
Vasfi ve Necib Nadir ile birlikte İmdadü’l Midad adlı bir gazete çıkarırlar.
Daha sonra sırasıyla Saadet, Teavün-i Aklami Mürüvvet gazetelerinde yazı
hayatına devam etmiştir. Muallim Naci ayrıca tek başına 58 sayı Mecmua-i
Muallim adlı bir dergi çıkarmıştır.
MUALLİM
NACİ’NİN EDEBİ KİŞİLİĞİ
·
Tanzimat sonrası Türk edebiyatının ikinci
kuşağı içerisinde yer alan şair, yetişme tarzı ve zevk bakımından klasik
edebiyat (Divan edebiyatı) anlayışı dairesinde yer almaktadır.
·
Ziya
Paşa gibi klasik şiiri iyi bilen, özellikle şekil ve zevk
bakımından bu edebiyata geniş olarak dayanan Muallim Nâci, tam anlamı ile klasik
şiire bağlı kalmamıştır.
·
Sanat hayatının ilerleyen döneminde Batı
edebiyatını tanıdıkça Batı tecrübesi ve Batılı anlayış çerçevesinde klasik
şiiri yenileme çabası içerisinde değerlendirilmektedir.
·
1883'te Ahmed Mithad Efendi'nin önerisiyle Tercüman-ı
Hakikat gazetesinin edebiyat sayfasını yönetmeye başladı.
·
"Mesud-ı Harabî" takma adıyla
yayınladığı aruzla yazılmış gazelleriyle ün yaptı.
·
1884'te Ahmed Mithad'ın kızıyla evlendi.
Kayınpederi tarafından Tercüman-ı Hakikat'i eski edebiyat yanlılarının
sözcüsü durumuna getirmekle suçlanınca istifa etti.
·
Yazılarını, Saadet, Tarik, Mürüvvet, Mirsad,
İmdadü'l Midad gazeteleriyle, kendi çıkardığı Mecmua-i Muallim
dergisinde sürdürdü.
·
Galatasaray Lisesi ve Mekteb-i Hukuk'ta
edebiyat dersleri verdi.
·
Aruzla ve divan edebiyatının
hemen her türünde yazdığı şiirler yüzünden eski edebiyatın temsilcisi
sayıldı. Ama yeni edebiyata karşı çıkan, eskiyi savunan bir yazar olmadı,
divan şiiri kurallarını da tam olarak uygulamadı.
·
Eleştirilerini dilbilgisi ve aruz kurallarına
bağlı kalınması noktasında yoğunlaştırdı.
·
Recaizade Mahmut Ekrem ve çevresindeki genç
şairlerle giriştiği tartışmalar, döneminde Türk edebiyatına yeni bir soluk
getirdi. Servet-i Fünun yazarlarını önemli ölçüde etkiledi. Edebiyat
tarihi ve sözlük çalışmalarıyla da ilgi çekti. Victor Hugo, Sully Prudhomme, Alfred de Musset ve Emile
Zola'dan Türkçe'ye çeviriler yaptı.
ŞİİRLE
İLGİLİ GÖRÜŞLERİ
·
Şiir, en beliğ sözdür.
·
Şiirde vezin ve kafiye hataları olmamalıdır.
·
Şiirde hayal unsuru çok iyi kullanılmalıdır.
Çünkü hayal hakikati süsler.
·
Şair, ilerleyen ve gelişen bilimsel verilerden
faydalanmalıdır.
·
Bir edebiyatçının asıl vazifesi, milletin
fikirlerini terbiye etmek ve yükseltme ye çalışmaktır.
·
Şair, şiirde hicve ve hezeliyata sıcak bakmaz.
·
Harabatiliğe hoş bakmaz.
·
Türk şairinin Arap ve Acem edebiyatlarından
yararlanması gerektiğini savunur. Milli bir bakış açısı taşımalı, milli karaktere
aykırı eserleri çevirip taklit etmemelidir.
·
“Köylü Kızların Şarkısı” adlı eseri köy
yaşamından bahseden ilk önemli şiir olarak kabul görmüştür.
·
Muallim Nâci halk edebiyatını bayağı bulmuş, çok fazla değer
vermemiştir.
ŞİİR
KİTAPLARI
·
Ateş-pâre Şerâre, Füruzân, Sünbüle,Yadigâr-ı
Nâci, Terkîb-i Bend
·
Mirât-ı Bedâyî, Manzum
Destanlar