Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize ve üzerimize olsun. Kısa dünya hayatı içerisinde karşılaştığımız ve karşılaşacağımız zorluklara karşı Cenabı Hak hepimize direnme gücü versin. Sabır ve namaz ile O'ndan yardım isteyen ümmet olalım. Rabbimizin dualarımızı kabul buyuracağından hiç şüphemiz olmasın. Yeter ki her yaptığımız amel, O'nun rızasına uygun olsun ve ihlâs dolu dualarla O'na yönelelim.

“Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşırlar.” İnsanoğlu konuşma esnasında çıkardığı bir takım sesleri (harfleri) birleştirerek kelimeler ve bu kelimelerin birleşimi ile cümleler oluşturur. İşte bu cümleler ile de insanlar birbirlerine istek ve şikâyetlerini anlatabilirler. Eğer kullandığımız kelimelerin manasını aynı şekilde algılamıyorsak iletişimde kopukluk olur. Bu yüzden kelimelere yüklenilen manalar çok iyi bilinmeli, yerinde ve zamanında kullanılmalı.

Birçok kelime var hayatımızda kullandığımız. İşte sizlerle hem manasız hem de mantıksız olan bir kelimeden bahsetmek istiyorum. Tesadüf

Bu kelimeye şu açıklamaları getirebilirim okuduğum kaynak eserlerden.

Olması imkânsız gibi görünen bir “şey”in olması halinde, derinlikte vurgun yememek “korku”su adına “kabullenme” kolaylığı sağlayan kelime.

“Kâinatta tesadüfe tesadüf etmedim” demiş bir büyük kişilik ve çok doğru söylemiş. Olayların sır perdesini açıklayamayınca tesadüf der geçer insanoğlu, düşünmek zor iştir çünkü. Hâlbuki insanın ayağına diken bile sebepsiz yere batmaz ama eşyanın perde arkasına nüfuz edebilecek bir göz, yani anlayış gerek.

Ayrıca olasılık diye bir kuramı ısrarla reddeden, tesadüf dedikleri şeyin aslında sadece olasılıklardan biri olduğunu düşünemeyen insanların sığıntısı. Bir nevi hayata heyecan, şans katma arzusu, çaresizlik.

Düşünmeden yapamayız ama neyi düşünüyoruz? Bizleri sorunlarımızdan kurtaracak olan hakikati mi yoksa hakikatten uzaklaştıracak ve sorun olmaması gereken karşılaştığımız olayları mı? Bu yaşadıklarımıza tesadüf diyerek geçiştirmek bizi ne ölçüde kul eder.

"İlim var olan bilimdir.
Bilim bulunmuş ilimdir."[M. ZAHİD KUTUB]

Yaratıcının ilmi ile o ilimden bize sınırlı ölçüde verilen bilim kıyaslanamayacak kadar fark içermektedir. İnsanoğlu sahip olduğu ilmi ile yaşadıklarını anlamaya ve bir mana vermeye çalışıyor. Yapılan güzel. (Bunu yapmayan Ebu Cehil’lerde var aramızda. Onlar boş veresi bir dünyanın esiri olmuşlar.) Fakat bu manayı veremeyince “tesadüf” deyip geçiveriyor. İşte bu yanlış.

Olayları görebilmek için bakmasını bilmelisiniz. Duvarı seyretmek değil maharet, asıl olan duvarın arkasındakini görebilmek. Yaşadıklarınızda aynı bunun gibi. Yaşamın bizatihi içindesiniz. Sizden istenilen bu yaşamın içinde boğulup gitmemeniz. Evet, yaşamın içinde yaşamalısınız ama kendinizi farklı bir boyuttan seyretmelisiniz. Seyrederken hayatınızı siz yönlendirmelisiniz. Senaristte siz olun, yönetmen de oynayan da. Yalnız şunu sakın unutmayın, senaryonuzu yazan, sizin bu gün ve yarın neler yapacağınızı (kendi yazdığınız senaryonuzu) ta ezelden biliyordu.

İşte tam burada, “kader” diyerek sığınmamız gereken hakikat bize galaksileri açarken, insanoğlu tefekkür denilen nimeti kendinden uzaklaştırarak kolaycılık mantığı ile acizliğini ortaya koyan kelimeye sığınıyor, “tesadüf”.

"Yeri yoktur hayatımda bazı kelimelerin,
manasız ve mantıksız 'tesadüf' sende bunlar içindesin." [M. ZAHİD KUTUB]


( Tesadüf Ve Kader başlıklı yazı onur-alp-dem tarafından 27.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.