Biz eşrefi mahlûkatız, meleklerden bile üstün yaratılmışız. Ne olmuşta meleklerden üstün kılınmışız? Çünkü melekler Cenabı Hak ne emrederse otomatikman onu yapıyorlar. Robot gibidirler. Bize gelince bize irade-i cüziye verilmiş. “Bak kulum ben sana doğruyla yanlışı kavrama kabiliyeti verdim. Doğruyla yanlışı bildirdim. Bu hayır, bu şer gösterdim. Şimdi seni serbest bırakıyorum” diyor. İstersen kendi iradenle hayra hizmet et, iyi insan ol, mükâfatını bul. İstersen kendi iradenle şerre hizmet et, kötü insan ol cezanı çek” buyrulmuş ve serbest bırakılmışız. Neden? Eğer biz de robot gibi olsaydık sevap kazanma şerefimiz olamazdı. “Kulum kendi iradesiyle hayrı seçtiği için onu mükâfatlandırmam lazımdır, buna layıktır” diyebilmek için bize irade-i cüziye vermiştir. Ve böylece de meleklerden üstün olmuşuz.

 

Üçüncü sorumuz. 3) Ne Yapmalıyız?

Allah bizi yerde sürünen bir yılan olarak ta yaratabilirdi, öyle yaratmamış, insan olarak yaratmış, bu nimetleri vermiş, şimdi bu nimetlere şükür vazifemizi yapıyoruz, kulluk vazifemizi yerine getiriyoruz, keyfimizden öyle hoşumuza gittiğinden değil, kulluk ve teşekkür borcumuz olduğu için mükellefiyetimizi yerine getiriyoruz. Bu inançla çalışıyoruz.

Dördüncü sorumuz. 4) Niçin Yapmalıyız?

Bunları şimdi niçin konuşuyoruz?

“İyi çok teşekkür ederiz, bize bu nimetleri vermiş, ne iyi etmiş, hadi gel şimdi Fener-Galatasaray maçını konuşalım” diyemeyiz. Neden? Bana bak arkadaş, sen bu nimetleri aldın, ama bu nimetlere karşı herhangi bir ücret, bedel ödedin mi? Yok. Peki, bunlar Allah’ın lütufları, bu lütuflar teşekkürü gerektirmez mi? Öyleyse biz avans almış müteahhit gibiyiz. Rabbimize teşekkür etmek mecburiyetindeyiz.

Çünkü nimetleri peşin almışız, Rabbimize borçlanmışız, teşekkür borcumuzu ödüyoruz.

Beşinci sorumuz. 5) Nasıl Yapmalıyız?

Nasıl teşekkür edeceğiz? Onu biz bilemeyiz, Kendisi gösteriyor, Kitabındaki farzları eda ederek teşekkür edeceğiz. Kitabındaki emir ve yasakları yerine getirerek kulluğumuzu göstereceğiz. Peki, bize en fazla verdiği emir nedir? Cihat edin, cihat edin, cihat edin denilmektedir!!!

2 temel kaynak bize yol göstermektedir birincisi Kur’an-ı Kerim, ikincisi Allah Resulü’nün hayatı. İnsanoğlu acizliğinden dolayı şükür borcunu eda etmek istese bunu nasıl yapacağını kendisi tayin edemez. Allah (c.c) insan için dinini kemale erdirmiştir.

“…Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim…” (Mâide Sûresi 5/3)

Bu çok mühim bir konudur. Bizden istenilen kulluk borcunu yerini getirmede en büyük ibadet cihattır.

Namaz Kur’an-ı Kerimde kırk yerde emredilmiş, cihat beş yüzden fazla yerde emredilmiştir. Cihat; bütün insanlığın saadeti için yapılan çalışmadır, o sebepten dolayı Müslüman olmak iyi insan olmak demektir, “hayrun nas, men yenfaun nas” insanların hayırlısı başkasına faydası dokunandır, iyi insan olmamız için başkalarına faydalı olmalıyız, en büyük fayda da Hak nizamı kurup insanlara hakkını vermek, herkese saadet getirmek, yani cihat etmektedir.

Cihad emrini yerine getirmeye mücahede denir.

Gayretle çalışma, çaba gösterme, nefs ile savaşma, Allah yolunda düşmanla karşı karşıya savaşma. "Ce.he.de" fiilinin mastarı. Allah yolunda savaşana da mücahid denir.

Cihad, Hz. Peygamber'in ifadesiyle şu şekilde vasıflandırılır. “Allah'a en sevimli gelen ve en faziletli amellerden birisidir” (Bûhâri, Edeb, I, Cihâd I; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 32); “İnsanların en faziletlisi de Allah yolunda malıyla ve canıyla mücâhede eden mü'mindir” (Buhari, Cihâd, 2).

Allah yolunda savaşın (mücahede) esas gayesi, Allah'ın dinini yaymak ve onu yüceltmektir (Buhâri, Tevhid, 28). Bu özelliğinden dolayıdır ki Kur'an-ı Kerim'in pek çok yerinde cihada teşvik edilmiş ve şöyle buyrulmuştur: “Ey inananlar! Sizi can yakıcı bir azabdan kurtaracak, kazançlı bir yolu size göstereyim mi? Allah'a ve peygamberine inanırsanız; Allah yolunda canlarınızla, mallarınızla cihad edersiniz; bilesiniz, bu sizin için en iyi yoldur. Böyle yaparsanız, Allah günahlarınızı bağışlar; sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar. Büyük kurtuluş budur” (es-Saff, 61/10-12. Ayrıca bk. Mâide, 5/35; Hacc, 22/77-78). Hz. Peygamber de konu ile ilgili olarak şöyle buyurmuştur: “Allah yolunda savaşan kimse -Allah kendi yolunda savaşanları daha iyi bilir- Gündüzlerini oruçla gecelerini namazla geçiren kimse gibidir. Allah, kendi uğrunda savaşa çıkan kimseye, şayet ölürse Cennete koymayı ve eğer geri dönerse ganimetle beraber sevap vermeyi garanti eder” (Buhâri, Cihâd, 2, Tevhid, 28).

( Kulluk Ve Cihad 3 başlıklı yazı onur-alp-dem tarafından 17.12.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.