Sana
içimin en yitik mevsimlerinden akıyorum luna
Düşlerimin yalın ve çıplak halinden
Yağmurun izahsız içimi ıslattığı derin kederi bırakıyorum
Tenhalarımın bunca işgalinden sonra
sana bırakamadım özgür sevmelerimi
legal düşünemeyişimin
tek sebebi asiliğimdi---sana ve sana olan tutkuma--
kelebeklere dokunmadan yaşamayı öğrenmek lazım
her şeyi eskitmeden yeniyle yenilemek ruhu
düşlerimin yitik kentlerden neon süzmelerinden
esrik aynayalar yansıma hali mesela
yorgun akşamlarda iki demli çayın mavi bir tebessümle
sohbeti gibi
gözlerimi kırık akşam üzerine alıştırıyorum
neden bulutların firari bakışlarındaki yaşlar
sen niyetine süzülür gözlerimden
dokuyorum damarlarıma senden artık zamanların gizemleri
anlarını
suskun bir karanlık çökerken omuz başıma
kendi kaburgamın kırık yerinden sola yaslanıyorum
sana ayırdığım damar serpintilerime sen heyecanlarına daha
heyecan katıklanıyorum
hükümsüz tüm aşk şiirlerinin kalemini kırıyorum
bir dar ağacı kuruluyor orta yerine yüreğimin
kendi söylemlerimden uzağım ya bu gece
dilim ve söylencelerim üşüyor her nedense
nedenleri nedensizliklere soruşturmadan kabul ediyorum
yıldızların fısıltıları d/üşüyor sağırlığıma
ben aynı yangının sönmemiş külüyüm bilirsin Luna
aşk ayraçlarımın sen tarafındaki sayfasının kenarına bir bir
not ekliyorum
yeniden dönüp hıfz edeceğim
çıplak yüreğime sevgini giyme anıdır şu an
saatlerin akrep kıskacında sensiz zamanları ağı sunak anı
içimi üşüten suyun ve ayaz mevsimlerin ötenaziye soyunduğu
andır
şimdi,
gündüzün geceye intiharı
şimdi,
güneşin sensizliğe yitik zamanı..
-----------Nurettin önder