Biçare esiriyim "namıssız" bir
virüsün
Münasip bir lisanla "hastalık ne, tat" dedi.
Mendil verdi elime; ekledi, bu da süsün
Yedi gün cezalısın, "yatak-yorgan yat" dedi.
Perişan bu halimle, gözüm yarı aralı
Dil döktüm, boyun büktüm; olmadı hiç oralı.
Dedim "doktor'a götür", dedi, "toktor paralı"
Paran yoksa dostlardan bir kaçını sat, dedi.
Vefasızı aradım; baktım çoktan toz olmuş
"Sadık" tiiir tir titriyor, korkudan benzi solmuş
Geri kalan zevatın dostluk miâdı dolmuş
Virüs kıs kıs gülerek; "sende kabahat" dedi.
Bön bön baktım yüzüne; dedi, yaklaş az, eğil
Sana her "dostum" diyen, inan ki dostun değil
Sen burnunu bırak da, gözündeki yaşı sil
Hayâle gömülmüssün; "biraz daha bat" dedi.
Dedim, "niyetin bozuk; açma dostla aramı! "
Neden deşip, acıtıp, kanatırsın yaramı?
Tozpembe demişlerdi; yoksa hayat kara mı?
Baktı ki mahzunlaştım; "mevzûyu kapat" dedi.
Öfkelendim aniden; dedim, "burnum akıyor!"
Sayende her öksürük ciğerimi yakıyor
Sende utanma yok mu? Âlem bize bakıyor!
"Get lan benim başımdan!"kaderine çat" dedi.
Hanım girdi araya; dedi kızdırma, gitmez!
Bu mikrobun biridir, bunun hilesi bitmez
Süpermen olsan dahi, gücün yenmeye yetmez
Bakıp dertli halime, yutkundu...HAYAT dedi.
Mecit Aktürk