Yaklaşmayın Muhammed’in (as) gözünün nuru namazına, yetimin hakkına göz koyarken! Bir masumun ahı aşınıza katık olurken, eğilmeyle sevgisini kazanacağınızı zannetmeyin ol mahbubu Kibriyanın.

Secdeleriniz, kulluğun göstergesi secdeleriniz, kulları hakir görmekten alıkoymuyorsa yüreğinizi, alın başınızı atın ateşin riya çukurlarına. Secdelerinize muhtaç değil, Zatı Kibriya. Belamı Baura gibi dillerinizi sarkıtın, hayvanlıktan kurtarmıyorsa dilinizi secdeleriniz.

Teslimiyet ve içtenlikti ezanla kalplerimizi saadete çağıran o, göz nuru kurtuluş müjdesi. Hani ne oldu şimdi, kalplerimiz kirlendi, dünya malının zehirli atığıyla. Birbirimize düşer olduk, reddettiğimiz hırs tuzağıyla. Her sabah duamızın başına koyduğumuz cihat bilincini, kaybettiysek seküler kültürün bile anlamlandıramadığı bir yozlukla, eğilmelerinizi alın cehennemin gayya çukurlarına gidin.

Dilimiz zikrini ifa ederken, yüreğimiz nankörlüğün çanlarını çalıyorsa, ihanet kokuyorsa, okumalarımız Rabbin rızasına giden bir yol değildir. Tenzih ettiğimiz Allah’ı yaptıklarımızdan bi haber sanıyorsak, tesbihlerimiz, tahlillerimiz temizlemeyecektir, ihanetimizin o menfur kirlerini.

Gözlerimiz huzuru ilahide ürkek bir ceylan gibiyken, ayrılmamız mümkün olmayan huzuru ilahiden uzaklaştığımız düşüncesiyle, yırtıcı bir sırtlana dönüşüyorsa nefsimiz, alın başınıza çalın sözde salâtınızı. Adını kirletmeyin, inancın, onurun, namazın. Süfli ihtiraslarınızın oyuncağına dönüştürmeyin, o göz nuru, gönül huzuru ilahi ikramı.

Yaşamın ikindilerinde tanışılan servet ile ihmal ediliyorsa eşi muhterem, bir kayda geçmeyen sahte sözlerin, aldatmaca alyansların kurmaca evlerinde, şehvetler belirleyici oluyorsa mesela, alnınız ak olmayacaktır göstermelik secdelerinizle.

Adını kirletmeyin o göz nuru, gönül süruru namazın.

İftira, bir kezzap gibi sürülmüşse dilinize, yalan bir öldürücü bir ağu gibi damarlarınızda dolaşıyorsa huşusuz bir namazın adını anmayın yaşamınızda. Yaklaşmayın namazlılar diyarına, sürdüğünüz leke kirletiyor dini hassasiyeti.

Adınız ne olursa olsun, renginiz, cinsiniz ve etnik yapınızla övünmeyi meslek edinmişseniz, takva elbisesinden mahrum çıplaklar olarak yerilmişsinizdir. Secdeleriniz miracınız olmaktan çok uzaktadır. Yükselten dereceler yerine, cehennemin derekelerine inerken basamak basamak, ellerinizden kayan namazınıza üzülmeyin. Çünkü siz, övünmeyi takvada değil, tanışma unsurlarında aramaktasınız.

Her sabah seherin tatlı esintisinde, merhaba derken hayata her hayrın başı olan Besmele ile umut doluyduk. Ama şimdi sevdirilen şuh kadınların tatlı nağmelerine, ekinlere, makam ve şöhretlere kurban ettiğiniz namazınız kayıp giderken dualarınızdan, dünya metaının süslediği hayallerinizle müreffeh bir gelecek düşlediniz. Bu düşünüzde kurbanlarınız başta namazınızdı, sonrası ise Salih amelleriniz. Namazınızı kurban ettiğiniz servetlerinizi, unvanlarınızı alın ve gidin diyarı salat ve selametten.

Adını kirletmeyin o göz nuru, gönül süruru namazın.

Kabil’e lanet okurken, hırsından kardeşini öldürdüğü için, dilinizde yalanlarınız, yüreğinizde ihanetinizle kardeşlerinizi yerle bir ederken ona kardeş olduğunuzu unutmayın. Unutmayın Kabil’in adağı kabul olunmamıştı. Çünkü samimiyetten yoksundu.

Samimiyetten yoksunlaştırdığınız gölge ibadetlerinizi alın ve gidin diyarı salat ve selametten. Adını kirletmeyin namazın.

Züleyha’ya, Yusuf’u şehvet sarayında ağırlayıp, reddinden sonra zindanla ödüllendirdiği için kızarken, şehvet taçlarını başına geçirenler, Yusuf’a ihanet edenlerle aynı safı paylaşmaktadırlar. “Allah ihanet edenleri sevmez.”

Şehvetlerinize kurban kıldığınız nefislerinizin kölesiyken, Allah’ın kulu olamayacağınızı unutmayın. Unutmayın, namaz insanı hayasızlıktan alıkoyar. Alıkoymuyorsa, utanmazlığınızın kolyesini takarak ahlaksız boyunlarınıza, eğilmeyi bırakın o zatı Kibriyanın karşısında. Çünkü siz, temizlerin adını da lekelemektesiniz.
www.seyituzun.com

( Namaza Yaklaşmayın başlıklı yazı SeyitAhmetUzun tarafından 25.03.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu