( Kadıköy 998)
Hasretinle her nefes dudağımı yakıyor ,
Gözlerim , bin bir ümit , yollarına bakıyor.
Sana malum olur mu , perişan halim ,
Dualarım seninle , dönmen için , sağ ,salim .
Çıkaramam kulağımdan , bülbül sesini ,
Bir tutku ki gönlümdeki , aşkın eseri,
Durduramam ne arzularım ne de hevesim ,
Ne baharlık , ne de yazlık , bil ki her mevsim.
Sensiz hissederim, içimde ölüm korkusu ,
Seninle yaşarım bu günü , belki , sonsuzu ;
Elim telefona gitti de , her seferde , döndürdüm ,
Sana dönük duygular, alevliyken söndürdüm .
Sana hasret kapanmasın yaşlı gözlerim !
Kulaklarımda çınlarken sıcak , tatlı sözlerin.
Bil ki ,yalnız Sana mahsus kaldı ,sonsuz özlemim ,
Görünüver bir daha , belki benim son demim .
Sesini duymak tutkusu , gider diye , hoşuma ,
Basmak ister parmaklar , telefonun tuşuna ;
Düşünceler takılınca , o suna , bu suna ,
Vazgeçerim aniden , uğraşlarım boşuna .
Derde şifa olan ilaç , acep nerede ?
Hint’te mi , Çin de mi ?, gidip bulayım !
Yitik şansım gülmez mi ki , bir kere de ?
Seni bir an önce bulup , mutlu olayım !
(Şiirlerime güzel sesiyle değer kattığı için
Güzin hanıma teşekkürler)