Koşar adımla gelen dünden farklı bugünüm Nazikçe ''yaşlandın'' de, ben deyim ''doğum günüm''
Tabiri caiz ise bilmeden hakikati(!) İki kapılı hana yolum düştü neyleyim İnkâr edip dönmeye bulamadan takati Ruhum temayül edip dağı aştı neyleyim Gönlüm umut kazanı yürek taştı neyleyim
Gözümü açtığımda direksiz gökkubbeye Hayat başlangıcıyla göründü her şey mavi Ağlamayla sarsıldım gelemedim tövbeye Ebem sarıldı bana b/elimden tuttu kavi Yaşamın kıyısında yere düştüm bir nevi
Nasıl muammaydı bu? Sordum vakti gelince Her konuda bilene ’sade biz miyiz fani? ’ Dedi ’düşün, tart, tanı, aklın duvarı ince; Say kısıtlı zamanı, yoksa olmazsın kani İnsan kendinden aciz, gidenler nerde hani’
İkbalime dünyada yazılmış taşlı mera Mahmuzlayıp eyeri zorla geçtim kaç defa Arada üzülsemde düşünmem kara kara M/ arazi halleriyle her gün çektirse cefa Zaten olduğu yalan, nasıl beklerim vefa
Madem kendi içinde diri ölüyü taşır Mağdur olan ömrüme dua etsem hünerle Madem sınav sırrıdır eyvahıma yaraşır Edeple, şükür, şiar varıp birleşse serle Aczimi gördüğünde ışık saçsa fenerle.
( Muamma başlıklı yazı Nezahat KAYA tarafından 3.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.