Efendim!
Ey sonsuz kâinatın batmayan güneşi
Sen hep tebessüm et,
Ben gamzelerinde aç susuz da yaşarım…
Sol yanımda tatlı bir telaş,
Dilimde Ya Allah! Ya Muhammed
Dudaklarım ismini çiziyor,
Yüreğimin can damarına…
Benim can yanım…
Yüreğimin efendisi,
Yolum, yoldaşım,
Baş tacım…
Senin bastığın yere kurbandır canım…
Sen kâinatın efendisi, efendim.
Yürek yangınım, kor ateşim,
Yanımda hayalin,
Yâdımda sen…
Ben, seni
Sıcak meltemlerin tenini okşamasında,
Yanağından sıyrılıp giden;
Aşkın ile yanan rüzgâr öpücüklerinde,
Ayın masum tebessümünde,
Güneş çiçeğinin gizeminde,
Doğduğumda kalbimin ilk zikrettiği anda sevdim.
Sabah ezanında Rabbime uzanan dualarda,
Oruç tutmak için yapılan niyetin, kabul olma yanında,
Umutlu bekleyişlerin,
Vuslatla biten sonlarında
Sevgilinin tatlı telaşında;
Kalbimin her dem zikrettiği sevgili
Ben seni her nefes alışımda sevdim.
Ben, sende sevmeyi sevdim.
Kimsesizlerin kimsesizi her şeyim
Benim efendim...
Ben Rabbi için şehadete duran
Kâinat âleminin her şeyinde seni sevdim…
Efendim!
Başladığım her dizeye senli anlamlar yüklemeyi,
Sana benzettiğim bütün yanlarımı sevdim.
Düşünürken seni,
Düşüncelerimi senin üzerine kurmayı,
Hayatı sana bağlamayı,
Seninle gülüp, yalnız ağlamayı
Tekbirim de Rabbim’ den senin şefaatini dilemeyi sevdim.
Gül efendim,
Gül ki;
Dört mevsim yüreğim cennet olsun seninle,
İster salıver yüreğinin deryasında Aşk sarhoşun olayım
İstersen bende yap yüreğine tutuklun kalayım…
Ve biliyorum ki güneşimi avuçlarında taşıyor yüreğin,
Bitmek bilmeyen bu sancılı beklemeler
Dirhem dirhem küllere dönüştürüyor beni
Şimdi,
Aşkınla şaha kalkmış bir asi say beni.
Özgürlüğüm emrine
Bütün hayatım amadedir //tek-bir// tebessümüne
Nefesim gözlerine,
Ruhum yüreğine emanet…