Temmuz akşamlarının sıcağında, ellerini
gök yüzüne uzatıp
Yıldızları tutacak gibi olduğun anda,
Buram buram aşk kokusu olmalı havada.
Başımı omzuna yaslayıp, göz
bebeklerinde buluşmak
Yakamoz ile dolunayın, oynaştığı zamanlarda
Bazen konuşmak gerek.
Zor değil iki kelimeyi korkmadan
söylemek.
Gitar eşliğinde savurmak saçları,
Terk etmek rüzgara dağılmaları.
Kor ateşin etrafında yürek
yangınlarını söndürmek
Bir buse kondurarak gözlerine.
Ağustos böceklerinin seslerinde
susmak gerek
Kumlarda raks etmek yalın ayak.
Dünya’ya inat daha fazla dönmek
Daha fazla aşk ser'hoşluğu .
Kentin üzerine inen karanlığa
aldırmadan
Aydınlatmalı etrafı gözlerin!
Çoban yıldızına sormadan bulunmalı
Kayıp kentte aşk kokan izin.
Saman yolunda tutulmalı yürek.
Sabah olmadan, saçlarına
Bir tutam
yıldız takmak gerek.
Gözümü kamaştırmalı, dolunayı kıskandıran şavkı.
Küreklere asılıp, aşka yolculuk başlamalı, zamanlı zamansız
Duraklarda mola yok,
Adressiz koylar…
Temmuz geceleri aşk kokan kumsallara
Yazılan isimler silinmiş eyvah!
Gün doğdu doğacak şafak sancılı
Kent yalnızlığı üzerine çekmeye başladı
Bazen konuşmak gerek.
Geceden kalma bir söz beklemede
Suskunluğun vurgun yediği ummanlar da
Gözler dalgın, sükutu dil.
Rüya gerçek arası med cezirler
yaşamış,
Bitap
ve yorgun yürek,
Bazen konuşmak gerek
Zor değil iki kelimeyi söylemek…
Gamze YAĞMUR.
18/04/2013