Kapkara duvağını taktı başına akşam
Yıldızlardan taç yaptı sırma düşen teline
Görülmeye değerdi bu doyumsuz ihtişam
Sırlı asayı aldı düş perisi eline.
Yeni çiçekler
ekti kapanan pencereye
Rengârenk düşler serdi çağıldayan dereye.
Şiir astı kirpiğe en muhteşem heceden
İmgelerle boyadı bal süzülen dudağı
Dolunayı kopardı acıtmadan geceden
Süpürdü erinmeden engel denen her dağı.
Dizeleri bindirdi inci gibi dişlere
Nakaratı sakladı sessizce geçişlere.
Yaklaşıp fısıldadı bir türkü ezgisini
Bağlamanın telleri çınladı mutluluktan
Pırlantayla süsledi portenin çizgisini
Notalar aktı geçti beyne giden oluktan.
Coşkuyla doldu içi şaha kalktı her beste
Dokundu nağmelere şevk alarak berceste.
Kızıl odaya aktı damla damla bir ilham
Kilitlendi aniden kapıların dördü de
Sükûnetin yerini ne gam aldı ne evham
Pas vermedi çileye geçmişinde gördü de.
Çarptı milyonlarca kez yorulmak ne bilmedi
Maneviyat yüklendi kazancı eksilmedi.
Düşlerimin içine girince düş perisi
Alır başını gider uçuk kaçık heceler
Sabaha gülüş
asar bu şiir serserisi
Onun için içimde yer alıyor geceler
Uçmak koşmak da neymiş ben hâlâ emeklerim
Bu günüm güzel geçti yarın yine beklerim.