Kartepe’nin ufkuna
Mavi siluetler çizdi elleriyle
Bir bir tutuşturdu içinin kıvılcımlarını
Her defasında kelimeleri koşuşturdu şiirlerinde
Mısralarına yosun kokusu bulaştıkça
Kıvırdı paçalarını
Yaşamın kıyılarında boy veren sevgiye
Ruhunu zincirledi
Ölümüne tuttu aşk diye kalbinin tam ortasından
Kadın;
Yeminlerini uyuttu ücra bir köşede
Kalbinin çarpıntılarıyla nihayetsiz
Şiirler sıraladı yeniden
Dudaklarına aşk tebessümü sürdü
Poyrazın esintisinin önünde
Salındırdı eteklerini
Açtı yüreğinin atlasını
Aşk yeminlerini çiviledi
Adam;
Elleri ayakları bağrına kelepçeli
Yüreği aşkına meftun
Tutsaktı güneşine
Yeni bir baharın beşinci evresinde
Yeşillendi hayatının sabahlarına
Kadın;
İnatçı bir gurur takındı ansızın
Dinlemeden yaktı tüm gemileri
Nereden estiği bilinmez rüzgâra
Söyledi türkülerini
“Sus “ diliyle kapandı iç dünyasına
Hüzünlerini yeniden demledi
Adam;
Şaşırdı ilkin
Konuştu kendi kendine soğuk duvarlarla
“Son sözleri sorulur idam mahkûmlarına” bile
İçinde fırtınalar kudurdu
Güneş bile isyan etti yeryüzüne
Kadın;
Tılsımı bozulmamış gururuyla
İnadını süründürdü günlerce
Cesaretini kırdı aşk ekseninin
Ölümcül bir sevdanın
Kefenini dikti usul usul
Âdem Efiloğlu
Not:
(Adam Ve Kadın sondan 1 önce)
Meleklerle sözleştim
Güneşi yeryüzüne indirdiler
Ama senin bir bakışın kadar
Aydınlatmadı dünyamı
.