/
ansızın serpilen sızı
aynı güneşten beslenen
adınla yüzüme sökülen
görmeli kör düğümleri diyen
yeminli bir mayıs kırgınlığı hani
nedensennedenben
insafsız sorular
har
nedensiz ağlarız hep gülerken
haylazdı rüzgar
kıvrılırdı bir köşeye
çiçeklerin üzerinden
bekleme seansları, yorgun
tanınmamış dillerde sanrı
sarı kavuşma günleri biriken
kadrajına sığmayan dün
avuçlanır bir hışımla
son manzara
yarın
umuda terk etmişken
elimde kalan hayalleri
geri dönmez sabah
dönmemişti zaten
nazlıdır düğün kokan gözleri
herkesin benden
duymak istediği 'acı'
uğrunda dirildiğimiz alışma
öyle bir çocuk
öyle bir su serpsin ki içine
bu muamma bu resim
kanayan camlara çizdim kendimi
ömrün pür telaşı
gözlerimde suskuya meyletmiş ay
yürüse de şakaklarıma su
aldanma
sevin hatta ezberi kırılan duvar
kaçma halinde büyür ateş
kiminin elinde ölür gelincikler
doymayan kızıla
döngüsünde
filizlenirken an
derin girdabından zafer kazanır
bir daha gece
bir daha karanlık
ve serseri
çıkar un ufak edilmiş binlerce
söz içinden terk
düşümü anlasan gittiğim
senin içindi
/