Nefes dedi kadın
soluğunu kesen acılara inat
yaşam pompaladı akciğerlerinin yüzeyine
taze çiçek kokularının aromasıyla harmanlanmış
el ayak değmemiş kırlardan.
Yaşam dedi kadın
kalbinin prizini ihanetiyle çeken aşka inat
hayata bağlandı sevginin en masum haliyle
çocuk kalbinin heyecanıyla bütünleşmiş
katil olmamış bedenlerden.
Özgürlük dedi kadın
elini kolunu bağlayan zincirlere inat
maviyi ç/aldı âmâ bakışlarının nirengisine
rengarenk uçurtmaların canıyla boyanmış
esaret uğramamış gökyüzünden.
Vefa dedi kadın
gamze gülüşlerini ağlatan maskelere inat
yüreğine asırlık tebessümü hapsetti
dostluk şerbetinin iksiriyle yıkanmış
ihanet dökülmemiş ağızlardan.
Anılarım dedi kadın
geçmişini unutturan zamana inat
taştan temellar kazdı hatıralarına
gönül s/özüyle örülmüş
yalan/hile karışmamış c/anlardan.
Umut dedi kadın
hayallerini un/ufak eden yıllara inat
kanıyla canıyla sarıldı hayata
özveri mayasıyla karılmış
tuzak kurulmamış yollardan.
Güç dedi kadın
kanını emen asalaklara inat
yaşam yükledi damarlarına
sevginin gücüyle yoğrulmuş
nefret solumayan canlardan.
Aşk dedi kadın
ruhunu döven fırtınalara inat
emekleyerek yeniden sevmeyi öğrendi
gerçek aşkla yanmış
beddua dökülmeyen dudaklardan.
Dua dedi kadın
bu fani imtihan dünyasında
iblisin yoldan çıkarmalarına,tatlı diline inat
onu hiç yalnız bırakmayan Yaradana sarıldı
meleklerin kanatlarında aşka koşan
üşümeyen yüreklerden.
Ve, derin bir iç huzuru çekti ciğerlerine
"yaşamak ne güzel" dedi kadın
umut vadeden geleceğin izdüşümüne
çocuk kalbinin attığı yerden tutunarak
masumiyetin t/adını astı
ölen insanlığın s/ağırlığına inat
sevgi kelebegi olarak her yeni günde
dost yüreklere doğdu...
ŞEHRAZAT
soluğunu kesen acılara inat
yaşam pompaladı akciğerlerinin yüzeyine
taze çiçek kokularının aromasıyla harmanlanmış
el ayak değmemiş kırlardan.
Yaşam dedi kadın
kalbinin prizini ihanetiyle çeken aşka inat
hayata bağlandı sevginin en masum haliyle
çocuk kalbinin heyecanıyla bütünleşmiş
katil olmamış bedenlerden.
Özgürlük dedi kadın
elini kolunu bağlayan zincirlere inat
maviyi ç/aldı âmâ bakışlarının nirengisine
rengarenk uçurtmaların canıyla boyanmış
esaret uğramamış gökyüzünden.
Vefa dedi kadın
gamze gülüşlerini ağlatan maskelere inat
yüreğine asırlık tebessümü hapsetti
dostluk şerbetinin iksiriyle yıkanmış
ihanet dökülmemiş ağızlardan.
Anılarım dedi kadın
geçmişini unutturan zamana inat
taştan temellar kazdı hatıralarına
gönül s/özüyle örülmüş
yalan/hile karışmamış c/anlardan.
Umut dedi kadın
hayallerini un/ufak eden yıllara inat
kanıyla canıyla sarıldı hayata
özveri mayasıyla karılmış
tuzak kurulmamış yollardan.
Güç dedi kadın
kanını emen asalaklara inat
yaşam yükledi damarlarına
sevginin gücüyle yoğrulmuş
nefret solumayan canlardan.
Aşk dedi kadın
ruhunu döven fırtınalara inat
emekleyerek yeniden sevmeyi öğrendi
gerçek aşkla yanmış
beddua dökülmeyen dudaklardan.
Dua dedi kadın
bu fani imtihan dünyasında
iblisin yoldan çıkarmalarına,tatlı diline inat
onu hiç yalnız bırakmayan Yaradana sarıldı
meleklerin kanatlarında aşka koşan
üşümeyen yüreklerden.
Ve, derin bir iç huzuru çekti ciğerlerine
"yaşamak ne güzel" dedi kadın
umut vadeden geleceğin izdüşümüne
çocuk kalbinin attığı yerden tutunarak
masumiyetin t/adını astı
ölen insanlığın s/ağırlığına inat
sevgi kelebegi olarak her yeni günde
dost yüreklere doğdu...
ŞEHRAZAT