(Mayıs -2012)
İstanbul’a göç eden yoksul köylüler,
Asırlardır her sene, bunu tekrar ederler.
Gidiş ilkbahar, dönüş ise sonbahar,
Nâdir de olsa, gidip de dönmeyenler var.
Sene Bin Dokuz Yüz Kırk Bir, aylardan, Nisan,
Yaya çıktık Yelli Köyü’nden bir kafile insan.
Ne uğurlama var, ne de şatafatlı tören,
SİNCAN’DA bindiğimiz ise, kapkara tren.
konforsuz iki kompartımana doluştuk.
Gece bastırdı bile, etraf zifiri karanlık.
Azıklar yanımızda, uyku bastırdı bir anlık.
Eskişehire gelince anladık ki, ışıkları aydınlık.
Sabanca gölünde uyandım, burayı deniz sandım.
İzmit körfezini görünce, bir an hülyaya daldım.
Pendik’te, İstanbul’un burası olduğunu anladım.
Fener Yolunda indik de son menzile ulaştım.
(Şiirlerime güzel sesiyle değer kattığı için
Güzin hanıma teşekkürler)
(Not:Anılar uzun,bu nedenle bazıları
Şiir şekline çevrildi)