(06-06-2012)                       

 

Eylül  ayının  sonları, yine  göründü yolculuk.                                                                  Köye dönmek istemem,tükense  ben de soluk.

 İş bulmak gayemiz, yine bindik  kara trene,

Hedefimiz Ankara, iş bulabilsek, Allah  vere  de!

 

Aniden İzmitte  inmeye karar  verdik  bu kerede

Agam dedi ki ‘bir akrabamız var, ama nerede          Askerken gelip tanımıştım, halamızın  oğlunu,                                                                  Mevkii  yüksek idi,  sonra yaparım yorumu.

 

Belki  iş bulur sana,  bekleyelim! En  iyisi!   

Bulduk  akrabayı, Resmî kıyafetli, şişmanca  birisi,

Belediyede çalışıyor.  Belli ki  ikinci  isim    

Dayı,,! Ben Muhittin . Bu da  Yusuf!  kardeşim!

 

Masasından kalkarak,  sarılınca  boynuma,

Hele  gözyaşı  dökülünce yanaklarına bir anlık.

Agama  değil de  bana  acıyormuş sandık.

Hem şaşırdık, hem de yüzüne bakakaldık.

 

 Meğer Beni,  rahmetli  Yusuf  agama benzetmiş,

Vaktiyle , kız istemek  için  köyümüze gitmiş.

Hamide için teyzesini  ve  eniştesini de  razı etmiş,

Evlenince Yusuf agam 10 gün içinde vefat etmiş.

 

 Agamın yaşantısı,    uzun  hazin bir hikâye,

Köyde  adı  çıkıvermiş  kara  sevdalı  diye,

Tutulmuş  güzel Hamide’ye,  görmüş onu yâr.

Doktor demiş  ‘Evlenmesin  on  günlük  ömrü var’!

 

Dayım oğlu Hayri ile bizi  evlerine gönderdi.                                                                 Yeni, bahçeli, üç katlı, müstakil  bir  evdi.

Kameriye altında oturup  çay  içen  kadınlar,

Bahçede, ayrıca, biri küçük dört kız  daha var.

 

Kızlardan  büyüğü  şişman, sarışın,  yalın ayak.

Hareketleri  şımarık, belki  de  istiyor  dayak.

Ortancası, düz  saçlı, esmer, ayağında  terlikler,

Küçüğü, sarı saçlı, iri gözlü, bir şeyler   bekler.

 

Bahçede, bize  çevrilmişti  meraklı  gözler,

Sanki  bekler  gibiler, açıklamalı, uygun  sözler!

Hayri, seslendi ‘anne! babamın akrabaları  bunlar’

Esmer,tombul annesi dedi ‘Gelin, çay için çocuklar’

 

Yengemin yeğenim dediği  farklı bir  kız,

Gamzeli,   esmer,  hareli gözlü,   bir  yıldız.

On beşlik, fidan  gibi, endamlı,  çok  güzel.

Benim  için (olacak ilerde)  farklı  ve  özel.

 

Demli   çay, peynir, taze,  gevrek  simitler,

Çekingenlik azaldı, fazlalaştı   ümitler.

Bir tarafta ağaçlar, öbür yanda  çiçekler,

Çok bakımlı  olsa da, bu bahçe  beni  bekler.

 

Demir kapı açıldı bahçeye  bir  çocuk  girdi,

Benimle akran,  çok  şişman ve de  iri.

Bizi  işçi sanmış,  alaycı, şakacı  biri.

 Küçük gören, acımasız, kötü söyler  dili.

 

Ayağımda  çarıklar,  başımda eski kasket,

Yamalı  bir  pantolon, gömleğimin rengi  atmış,

Belli ki haklılar,  kıyafetim  göze  batmış.

Bense alaylı  değil, güzel  sözlere  hasret.

 

Kapı sesi duyuldu, Dayımız ,  bahçeye  girdi.

Resmî  şapkasını çıkarıp  ortanca  kızına  verdi.

Oturup  nefeslendi. Sonra,  sorgu, sualler?

Cevaplar  dikkatlice, oldukça  da hürmetkâr

 

- Üç senelik okulmuş! Sonrasında  ne yaptın?’

- Dağda,  bayırda  çalıştım, gece kırlarda yattım.!

-Nüfus kağıdın doğru mu, gerçek  yaşın ne kadar?

-Bilmiyorum  deyince, dönüp de  agama  sorar.

 

Uzun süre  devam  eder,  sorgular,  cevaplar.

Eşine  dönerek ‘ acıktım,  yemekte neler  var?

Sofra  hazırlanırken,  yengeme  yardım  ederim.

Tabak,kaşık çatal,  taşırken,  nedir düşüncelerim!

 

Yemekte  muhabbet, sonra da yatma zamanı.

İlk kez  giydim  pijama. yer yatağı  hazırlandı, 

Önce  el-ayak yıkandı   yengem söyleyince,

Uyumak ne mümkün, eksik olmaz düşünce.

 

Erken  kalkarak, yatağımı topladım,dürdüm.

Takunya ayağımda, bahçeyi suladım, süpürdüm.

Sessizce  oturup, ev  halkını  bekledik.

Düşünceler, ümitler, birbirine  ekledik. 

 

Kahvaltı  sırasında, dayım bize bakarak,.

-Yengenizle  anlaştık,Yusuf’ bizde  kalacak.

- Müdürle  konuşurum,  okul  eve   çok   yakın.

-Okutacağız Yusuf’u, itiraz etmeyin  sakın!

 

(Şiirlerime  güzel sesiyle değer kattığı için

 Güzin hanıma teşekkürler)

(Not:Anılar uzun,bu nedenle bazıları

Şiir şekline çevrildi)

 

 

 

( İzmitte Bir Hami başlıklı yazı coni tarafından 28.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu