Bugün cuma olsaydı
Bir çocuğun balonunda gökyüzü
Bir kedinin gözlerindeki çöp tenekesi
bir delinin kaçış planı, bugün cuma olsaydı
yıkılmış bir ülkede onarılan asfaltlar
aşkından kendini asan ve sevdasına kıyan adamlar
ertelenmiş bir öğlen yemeği
bulvarlar, vitrinler, bugün cuma olsaydı
olsaydı ve sebebi olsaydı
düşünmekten ölmüş dedem
halâ bağ evinin terasında
yüzü yeşil fındık ağaçları
tanklar konuşmasaydı, bugün cuma olsaydı
ve ben bir cumartesi sevebilseydim seni
gurur duyardı belki de annem,
‘’oğlum kaptan olmuş
ama daha denizi yokmuş o ülkenin
bekliyor, deniz getireceklermiş o da ilk bana gelecekmiş’’
Fransız kızlarından şikâyet eden bir köylüyle evli olmak
devrime temizliğe gitmek sonrasında,
parlak aparman merdivenlerinde ıslak bir öykü misali
arkadaşımız frangla aramız bozulmuş
ve sakal traşı olmaya Almanya’ya gidiyoruz
iki gün daha merdiven silersek saçlarımızı da kestirebileceğiz
söndürülmüş ama
bir sigara daha yakabileceğim aynı şiir
bugün cuma olsaydı ve inanmaya karışabilseydim biraz
biraz yaşayabilseydim seni
yitirmezdim belki de içimdeki duaları
hırıltılı bir gece
oda kapanmış duvarlarıyla
kapı gıcırtısı rüzgârın sesi kulaklarımda
şafağa benziyor ya zaman, keşke bugün cuma olsaydı…