Sana olan duygularımı hiç bir zaman kelimelerle ifade edemedim. Ceylan gibi masum, sevgi dolu gözlerine bakıp da içimden geçenleri sana bir türlü haykıramadım. Dokunduğumda, duygularımla anlatamayacağım ellerini hiç tutamadım. Hep içimde kurduğum diyarlarda yaşadım seni. Seninle sinemaya gittik, korku treninde sıkıca tuttum ellerini, saçların tüm yumuşaklığıyla ve kır çiçeği gibi o hoş kokusuyla hep benimleydiler. Beraber atlı karıncaya bindik, hatta sen gondoldan korkunca ben ikna etmiştim seni. Ben yanındayım, korkma bir tanem diye. Sen de benden güç almış ve benim için ilk defa gondola binmiştin. Belki senin haberin yoktu ama biz seninle bir kış günü koca bir kardan adam yapmıştık ve demiştik ki bizim aşkımız bu kardan adamın ömrü gibi kısa olmasın diye. Ama aşkımız daha başlamadan bitti. Senin haberin yoktu ama biz seninle bir simidi bölüşmüştük, hatta bir simit ikimize çok gelince gerisini martılarla paylaşmıştık. İnsanın sevdiği yanında olunca küçük bir simidi bile bitiremiyor diye dalga geçmiştik. Bölüştüğümüz ilk simidi martılarda kıyamayıp yememişti. Kimsenin boğazından geçmiyordu o simit çünkü o simit bölüştüğümüz ilk simitti. Her an bir tebessüm bekledim senden, sevgiye dair küçük bir işaret. Kalbimin yarısını senden geri almak istedim ama aşk zorla değil ya, sen inadına bir kerecik bakmadın yüzüme. Ah, bu hayallerimde ki kız keşke sen olsaydın. Keşke bir simidi gerçekten de bölüşebilseydik seninle. Sen hiç korkma ben tutardım korku treninde ellerini, keşke beraber atlı karıncaya binseydik. Ama aşk zorla değil ya, sen koca bir simidi tek başına bitirdin, sen hiç korku trenine binmedin. Ama aşk zorla değil ya, sen gondoldan hep korktun. Ve şimdi sen yalnızlıktan korkarken ben hayalimde ki senle çok mutluyum. Görüntü olarak sen ama zihnimde yeniden şekillendirdiğim sen! Ama böyle de çıkmıyor ki aşkın tadı. Bana gerçekten sen lazımsın, ne kadar beni sevmiyor olsan da bana yalnızca sen lazımsın…