sen geldin...
boynu bükük anlarım hükümsüz kaldı,
çıkarıp attım ruhtan fanilik hırkasını,
göz pınarlarından sızdı ölümsüzlük tınısı...

Güneş dönerken sırtını dünyaya,
tınısı bozuk bir kapı ziline düşer aşk,
damlalar doldurur sensizlik miladını,
taş soğuğu bir eşik beni biz`e tamamlar.
Yarılır orta yerinden tenhaların sesi
ve sen bana doğarsın,
üstün başın yıldız tozu...
Sen diğer yarım değil,
tamlığınla tamlığıma rehin,
sen aşktan, sevgiden, hasretten bir yekün...

/gecenin silahları düşer güneş aşkıyla.
her tan kan revan zifirin bağrı,
doğunun atlıları güneşin oklarıyla.../

Bana hemhal bir kalp durur öylece karşımda,
sessizliğinle göçebe ruhum,
kurar otağını adımı fısıldayan dudak uçlarında.
Yokluk, hiçlik zamanlarından kalma isimsizliğim bir anda silinir,
adım sesine değer doyar kimsesizliğim.
Hayat sana erteli anlarda devinir...

/geldin ya firarım gün yorgunu yaralardan,
geldin ya duvarlar soğukluktan azade.../

Ve her sabah yüzün doldurmasada gözlerimin içini,
adında ummanlar gizli,
aşka delil küçük bir beden,
yarı sen yarı ben kokan bir tenle,
doldurur yastık üstü baş izini...
( Ve Hayat Sana Ertelendi başlıklı yazı yasemin-eksi tarafından 13.09.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu