Deniz kahkaha attı düşe dalmadan önce
Vakit geldi diyerek yıldızları görünce.
Mehtapta parıldadı köpük köpük dişleri
Hissedildi kumsalın derin iç çekişleri.
Gün boyu dalgalanıp kayaları dövmüştü
Lisan-ı hali ile çirkinliğe sövmüştü.
Bilirdi kolay olmaz kötülerle baş etmek
Masumu kincilerle yaren arkadaş etmek.
Onun da bir deniz var içinde dalgalanan
Dost diye el uzatıp sonra ateşte yanan
Tutuşur mu denmesin su tutuştu yanıyor
Alevlendi damlalar yüreğinden kanıyor.
Ok attılar hınzırca göğsünden yaralandı
Mesnetsiz iftirayla yok yere karalandı.
Temizlenmek istiyor ak olmalı kardan ak
Kurtulmaya çalıştı çevresine çarparak.
Kaderi çizilmişti biter miydi arbede
Küçüldü damla oldu yediği her darbede.
Koskoca bir deryayı bir şişeye koydunuz
Kırbaçla vurmak için üzerini soydunuz.
Yakışır mı eziyet yakışır mı insana
Merhamet etmediniz yalnız kalan bu
cana.
Huzur refah kayboldu mutluluğu unuttu
Gözlerinin nemini rüzgârlarda kuruttu.
Umudun çiçekleri solmaktalar önünde
Alıcı kara kuşlar kamp kurdu her
gününde.
İstemeden bin aldı belayı çok ettiniz
Umuda yüzüyordu bir anda yok ettiniz.
Gözünüzde kin mi var kalbiniz taştan
tabut
Ruhunuzu kirletmiş dünya denilen mabut.
Sizler efendi olun garip kul da halayık
İnandı ya sizlere ona karalar layık.
Afet İnce Kırat