14.07.2013/Pazar
Saat: 01.05

Elemlerin, bedenimi ve ruhumu tamamen ele geçirdiği bir zaman dilimi artık...

Yorgunum, çok yorgun. 
Her geçmek bilmeyen günle birlikte yüküm taşınmayacak bir hâl alıyor. 
Bârkeş misali omuzlarım...
Ve kollarımda anlamsız bir titreme...
Ciğerlerim unuttu temiz havayı. Güya sigarayı da azaltacaktım.
Kan ağlıyor yüreğim ve tatlı bir uykuya hasret gözlerim.
Üşüyorum.
Bir mortonun soğukluğunda sanki bedenim...
...
Ve zaman...
Eski topraklar için çok hızlıydı belki.
Benim için yerinde sayıp duruyor.
Tanımadığım binlerce sima? Ne istiyorlar benden? Ne diye cenk ederler?
Ve aşina olduklarım... Onları arıyor gözlerim, hani neredeler? 
...
Bana da böylesi yakışırdı yaşamanın.
Hep gecelerde kalanım, sanki güneş hiç doğmayacak...
Dertlere aşinayım, yalnız, mutsuz ve bir o kadar da suskun. 
Tepeden yuvarlanan kayalar gibiyim, ha parçalandı ha parçalanacak.
Durdurabilene helal olsun!
Hep ağlarım da, neye faydası var ki ağlamanın?
Kara kışlara çatılmış kaşların altından bakan gözlerim neden kızıl renkli?
Bundan mıdır dünyayı kan çanağına batmış halde görmemin sebebi?
...
Orman gülü gibi acımsak bir tat şimdi adın dudaklarımda.
İçiyorum her gece, içiyorum; ancak yetmiyor acıları unutturmaya.
Şu hayatta hiç ortak paydamız olmadı seninle, hep tezat sanatı yaşadık. 
Ne sen, mutluluk yudumu sunabildin her gece seni aradığım şişelerin dibine; 
Ne de ben, içten  bir ''selam'' verebildim rüyasına yattığın bensiz düşlere...
Seninle ben, aynı dünya da yaşayan ayrı dünyaların insanlarıydık...
( Orza Esintileri 2... başlıklı yazı orzabey tarafından 14.07.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.