Karısının tedavi sürecinin ne kadar süreceği belli olmadığı için
göreve başladıktan sonra Zafer’de İstanbul’a tayin istedi.
Ancak çalışacak durumda değildi. Bir müddet izin aldı.
Ardından sağlık problemleri ve içinde bulunduğu durum nedeniyle
iki ay kadar heyet raporu ile dinlendirildi.
Hastaneyi her ziyaretinde Nesrin’i teselli etmeye çalışıyor.
Geçirdikleri kazada ve oğullarının kaybında kendini suçlamamasını
istiyordu.
Fakat Nesrin Zafer’i uykusuz halde yola devam ettirdiği için,
kazadan ve oğlunun kaybından kendini sorumlu tutmaktan
bir türlü vazgeçmiyordu.
Genç kadının gördüğü terapilerden bir türlü sonuç alınamıyordu.
Sürekli oğlumun yanına gitmeliyim. Onu ben öldürdüm sözü
Zafer kadar doktorları da korkutuyordu.
Ve sonunda olan oldu. Zafer işe başlayalı henüz iki gün olmuşken,
hastaneden aldığı haberle yeniden yıkılmıştı.
Maalesef Nesrin dediğini yapmıştı ve eline geçirdiği bir cam eşya
ile canına kıyıp hayatını kaybetmişti.
Bu olayın ardından Zafer kolay kolay kendini toparlayamadı.
Mesleğinde de artık yararlı olamayacağı düşüncesi ile istifa ederek
tekrar İzmir 'e döndü.
Uzun bir süre hiçbir iş yapmamıştı. Elinde kazadaki arabanın sigorta
şirketinden almış olduğu para ve biraz da birikimi vardı.
Artık tek başına yaşıyordu. Aradan yaklaşık altı ay geçmişti.
Sıklıkla oğlunun ve eşinin mezarlarına ziyaret ediyor.
Her defasında acı içinde evindeki yalnız hayatına dönüyordu.
Bir gün kuş satan bir dükkanın önünden geçerken, arkadaş
olacağını düşünerek muhabbet kuşu almaya karar verdi.
Satın aldığı kuş gerçekten de ona iyi bir arkadaş olmuştu.
Onunla o kadar uzun zaman geçiriyordu ki,
kısa sürede bir sürü kelime öğretmişti.
Her şeye rağmen boş durmak, hiçbir iş yapmamak çözüm
değildi. Aslında Zafer’de bunun farkındaydı.
Ama aklına yapabileceği bir iş de gelmiyordu.
Bir ara elindeki parayla küçük bir yer alarak, bir dağ köyüne
yerleşmeyi düşündü. Ancak oğlu ve eşinin mezarından uzak
olamazdı. Bu nedenle bu fikrinden vazgeçti.
Günler geçip gidiyordu. Bir sabah uyandığında muhabbet
kuşunun yemini yemediğini, suyunu içmediğini gördü.
Kuş hiç iyi görünmüyordu. Hemen kafesin üzerini örterek
satın aldığı dükkanın yolunu tuttu.
Kuşçunun bu konuda kendine yardımcı olacağını düşünmüştü.
Dükkanın önüne geldiğinde kapalı olduğunu gördü.
Tam geri dönecekken silik ve kötü bir yazı ile yazılmış
“Devren satılık” yazısını fark etti. Hemen yazının altındaki
telefon numarasına aldı.
Eve döner dönmez dükkân sahibini aradı. Adam yaşlı ve
hastaydı. Bir an önce dükkânı devretmek istediğini,
eğer alıcıysa anlaşabileceklerini söyledi.
Bu iş Zafer’in yeniden hayata yeniden sarılması için ilk
adım olacaktı. Ertesi gün adamı ziyaret etti ve kısa sürede
anlaştılar.
Devir işlemi tamamlandıktan sonra elinde bir miktar parası
bile kalacaktı. O parayla ile de dükkana tadilat yapabileceğini
ve daha iyi bir hale getirebileceğini düşündü.
Birkaç gün sonra kendini yüzlerce kuşun arasında ki dükkanda
buluvermişti.
Gerekli tadilatı yaptırması birkaç gün sürdü. Daha sonra bir çiçek
serasına gitti. Satın aldığı fidelerle Kuşçu dükkanının önünü bir
çiçek bahçesine çevirdi.
Yaşadığı acı olaylardan sonra, artık yeni bir hayata başlamıştı.
Kuşlar ve çiçekle ise yeni hayat arkadaşlarıydı.
Devam edecek
Yazan ve Seslendiren Mehmet Fikret ÜNALAN