O kadar kördüğüm olmuş ki her şey ve de herkes, işin içinden çıkılmaz bir hale gelmiş vaziyet.

Üzerinize afiyet biraz sinir olmuşum da ondandır bu şikâyet!

Dost belli değil düşman belli değil!

Kurt belli değil kuzu belli değil!

Gel de delirme, gel de kızma, gel de dinden imandan çıkma! Çivi çiviyi söker, dinsizin hakkında imansız gelir; gel de böyle düşünme!

Üşenme, gevşeme, yavşama!

Her şey iç içe girmiş bugünün dünyasında. Herkes karışmış birbirine! Davalı kim davacı kim belli değil! Kadın belli değil erkek belli değil! Haklı belli değil, haksız belli değil! Dost belli değil, düşman belli değil!

Değil de değil işte!

Belli olan nerede?

Kim düğüm, kim çözüm belli değil! Kim işte kim oynaşta, kim nakışta kim bakışta, kim hasta kim doktor vallahi de belli değil! Kim oyuncu kim seyirci, kim vatandaş kim siyasetçi ayan değil! Sazı kim çalar kim oynar bariz değil!

Aklım karıştı bu işe, kalbim şaşırdı kimi seveceğine!

Tutup da kolundan her bir insanı “Sen nesin?” diye sorasım var!

Tutup da kolundan her bir âdemi “Sen kimsin?” diyesim var!

O hale geldik ki insan belli değil hayvan belli değil!

Cana kıyan canavar değil mi ispatı mümkün değil!

Sağ kim sol kim belli değil! Hancı kim yolcu kim net değil! Bu sancı sarmış toplumu bağırsaklar gaz dolu, çıktı mı çıkmadı belli değil!

“Papaz kargayı alıp iki kanadından tutarak havaya kaldırdı.

'Sen nesin?' dedi:

İmanım var desen, hırsızlık yapmazsın!

Milliyetçiyim desen, bayrağa kıymazsın!

Hıristiyan’ım desen çana sıçmazsın!

Müslümanım desen rakı içmezsin!

Söyle ulan sen nesin?”

Söyle ulan sen kimsin? Hırlı mısın hırsız mısın, hayırlı mısın şerli misin? Şah mısın geda mısın? Sefa mısın, feda mısın, vefa mısın? Söyle hangi kafasın? Hangi tafrasın ya da safrasın? İnsanlığını hangi rafta unuttun, hangi Kaf’tan geldin? Sahi lafı nerenden anlıyorsun? Aynı safta değiliz seninle, insanlıktan ne zarar gördün!

Bir Çin Şiiri 7. Yüzyıl yazılmış. Can Yücel çevrisi…

“Davacı zengin, davalı yoksulsa

Zenginden yana işler yasa

Davacı yoksul, davalı zenginse

Davalıda kalır yine nizalı arsa

Davacı da davalı da zenginse davada

Özür diler çekilir aradan kadı

Davacı da davalı da yoksulsa, bak,

Sade o zaman işte yerin bulur hak”

Adaletin var mı dünya! Kurdu aklayan kuzuyu azarlayan dünya! Zulmü alkışlayan merhameti dışlayan dünya!

Mert belli değil namert belli değil! Dert belli değil deva belli değil! Zehir şifadır şifa zehirdir bugün! Su kirlidir bugün, akan su kir bağlamıştır. Kalpler kirlenmiştir ve öfke akmaktadır damarlarda! Sinirler gerilmiştir bir yay gibi bakışlar ok olmuştur. yaşamak artık bok olmuştur bu dünyada.

Ölümler var haince! Seyirciler var milyonlarca! Çekirek çıtlayıp maç seyreder gibi ölümler seyrediliyor ekranda. Birilerinin can kaybı birilerinin an kaybı oluyor televizyonlarda!

Zulümler var milyonlarca! Sesler kesiliyor her nedense? Tek uzak dursun diye zulmedenler! Yiğit belli değil korkak belli değil!

Âlemin artık ne tadı kaldı ne tuzu! Ne suyu kaldı ne de buzu! Ne çoğu kaldı ne azı, bu işe kim razı?

Müntehir ve müfteri bir dünyada münzevilik saltanat olmuş!

Bu dünyada müsterih olmak mümkün mü?

-Sizi rahatsız etmeye geldim, Şeriati ağzıyla!

( Sizi Rahatsız Etmeye Geldim başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 7.09.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu